EVLİYA
ÇELEBİNİN GÖZÜNDEN DEMİRCİ
Aylin
Yeşilyurt
Manisa
Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi
Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Lisans 2.Sınıf Öğrencisi
GİRİŞ
Demirci
Manisa iline bağlı bir ilçedir. Manisa il merkezine uzaklığı 165 km’dir. En
yakın il konumunda bulunan Uşak 125 km, İzmir Adnan menderes hava limanına 210
km, İzmir Çeşme feribotuna 295 km, Yalova feribotuna 417 km, İstanbul hava
limanına 612 km, Başkent Ankara’ya uzaklığı da 596 km’dir. Demirci’ye her gün;
İstanbul, İzmir, Uşak, Balıkesir, Bursa, Salihli, Turgutlu, Ahmetli, Akhisar,
Sındırgı ve Simav’dan Halıkent firmasına ait otobüs ve minibüslerle ulaşım
sağlanmaktadır.[1]
İlçenin merkezi, eski çağlarda Lydia Bölgesi
ile Misis Bölgesi arasında doğal sınır olarak kabul edilen Demirci Dağı'nın
batı eteklerinde kurulmuştur. Yontma Taş, Cilalı Taş, Bakır ve Tunç devirlerini
yaşamış yerleşim alanıdır. Hitit, Frigo, Lidya, Pers, İskender, Bergama,
Roma'nın ikiye ayrılmasından sonra Bizans (Doğu Roma) egemenliklerini tanıyan,
yeni yerleşimlerle gelişen ilçe, Anadolu Beylikleri döneminde Türk egemenliği
altına girmiştir. [2] Günümüzde Osmanlı tarihi
üzerine yapılmış olan çalışmalarda bölgesel tarih araştırmaları ön sıralarda
bulunmakta ve arşiv vesikaları esas alınarak, şehir, köy vb. yerlerin tarihinin
aydınlatılmaya çalışıldığı görülmektedir. Eskiçağdan beri yerleşime sahne olan
ve Saruhanoğulları Beyliği ile XIV. Yüzyıl başlarında Türk egemenliğine giren
Saruhan bölgesindeki Demirci şehri, bölgenin 1410’larda tamamen Osmanlı Devleti
hâkimiyetine katılması ve Saruhan Sancağı adıyla Osmanlı eyalet sistemi
içersinde yer almasıyla, bu sancağının Demirci kazasının merkezi olmuş,
günümüzde de Manisa’nın ilçesi olarak varlığını devam ettirmektedir.[3]
EVLİYA ÇELEBİNİN
GÖZÜNDEN DEMİRCİ
Cimcime
kralın karındaşı Findicak kralın elinden Saruhanoğlu beylerinden Demiroğlu Kara
Mustafa Bey tarafından fethedilmistir. Babamım babası dedemin dedesinin altıncı
dedemin dedesi Kara Mustafa beyin kardeşidir. Bu Demirci şehrine o Kara Mustafa
Bey fethetmekle ölümle ayrılmış, ocaklarımızdan olmakla Demirci altı derler
amma, geçen zaman ile Saruhanlı Devleti yıkılıp Osmanlı Devleti'nin
padişahlarından 2. Bayezıd-ı Veliye’ye tabi olunca bu Demirci kalesinin
eşkiyalar zapdetmesin diye yıkmışlar hala binaların kalıntıları bulunmaktadır.
Tamir ile kullanılabilir bir hal alacaktır ve şehir Saruhan sancağı hudududur
ve 50 akçe vergisi vardır. Nahiyesi 150 parça köyüdür ve Ayşe Sultanın hassi
beyleridir. Şeyhülislam vekili ve kethüdası ve serdarı vardır. Ve şehir yedi tepe
ve dereli yere kurulmuş, tek katli evlerden müteşekkildir.18 mahallesi vardır. 3060
toprak örtülü Türkistan evleridir. Duvarları bastan basa kerpiçle yapılmıştır
42 adet cami ve mescidi vardır.[4]En eski Saruhanoğlu
camiidir ve Kara Mustafa Bey yaptırmıştır. Cemaati çoktur ve kapısının üzerinde
tarihi budur: “Ömrü Haza El Cami El Sultan El Muazzam Zıllullah Fil Alem Sahibi
Hayrat Vel Hasenat Yakup İbni Delethan İbni Sarhan Bi Eyyi Sene Asr Semanemie.”
Bu caminin sağında camiye bitişik uçurumun
basında Kutb-ul Aktap Hasan Efendi bir kağır türbede metfundur ve caminin bir
ince baştanbaşa kırmızı tuğla minaresi vardır. Çarsı içinde Hacı Hasan Camii ve
Arap Efendi Camii ve Sinan Efendi Camii ve Hacı Ağa Camii ve yine çarsı içinde
Sulamış Camii kiremit ile örtülüdür. Ve cemaati çoktur ve Kiran Camii Sinan
Efendi Camii ve Hacı Ağa Camii ve Arap Efendi Camii bu camilerden başka 42’ye
tamamlanıncaya kadar mescit vardır ama bu Demirci şehrinde asla kursun örtülü
imaret yoktur. 2 hamamı vardır; biri eski diğeri yeni hamam ve bu şehirde 5
tane tuğla diğerleri tahta minarelerdir. Ama hepsi süslü ve sanatkaranedir ve 2
tekkesi vardır. Biri Hacı Baba Sultan Tekkesi kağır yüksek kubbesi vardır.
[3]
Kadir Adamaz, “XVI. Yüzyılda Demirci Şehri”, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:11,
Sayı:3, s. 149-168
İçinde Balzad Hacı Baba medfundur. Ayin ve çilehane
halinde locaları, meydan ve sofaları ve mutfağında yemekleri vardır. Bektaşi
fukaraları ile dopdolu idi.[1]Köprülüzade Ahmet Paşanın
emri ile tekkeye medrese edip dört taraftan hocalar gelince Allah’ın vakfını
berbat etmişler ve berakat-i halili uçurmuşlar ve şehirde 4 medrese daha
vardır. 7 ticaret hani ve misafirhaneleri vardır ve 10 anaokulu vardır. Ve 17
kaynaktan gelen çeşmeleri vardır. 200 dükkanı olup kapalı çarsı yoktur. Ve
şehirde haftada bir pazar kurulup çok insan gelip her türlü eşya satılmaktadır.
Ve dere tepeli ve yüksek yerler olmakla suyu ve havası güzeldir. Her sokak
başında insana can veren çeşmeleri mevcuttur. Zira her yokuş basındaki
mahallelerin birer suyu vardır. Onun için bu şehir mamurdur. Halkı dik
baslı(esirra) olduklarından hakimlerine zulmettirmemişlerdir. Ama
misafirperverdir. Ticaret ile geçinirler. Hepsinin kazançları ikişer saat
mesafedeki bağlardır. Üzüm ve inciri meşhurdur, onları geliri ile geçinirler.[2] Afyon Karahisar ve Tavşanlı’dan
katırlarla buğday getirip üzüm kurusu ile değişirler ve sokakları iniş çıkışlı
olduğundan kaldırım tasları ile döşelidir. Çarşı şehre göre küçüktür, halkı
ekseriye ferace giyerler. Askerlere kız vermezler ve askerlerden kız almazlar.
Yeniçeri ve sipahilerden kız istemeyeceklerine dair söz alırlar, aksi halde
şehirden sürgün ederler. Ve külah ve kavuk üzerine Muhammedi sarigi sararlar ve
kadınları siyah ferace ve çizme giyip edepli geçerler ama çocuklarına terbiye
etmezler, hepsi karga kuşu beslerler, ana ve babaları çocukları kaçmasın diye
disiplinli terbiye tatbik etmezler kimse evladını hizmetkarlığa vermez, ağır
bir şey sayarlar ama gayet güzel delikanlıları vardır. Yolları dar ve iniş
yokuş olduğundan araplar şehre giremez. Alaca kilimi meşhurdur. Velhasıl bu
şehir her türlü eşkiyalıktan uzak mamur bir şehirdir.[3]
SONUÇ
Demirci Evliya Çelebi’nin de önemsediği
yerlerden biridir. Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde anlattığı camiler ve
diğer yapıtlar günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Örneğin; Yukarı Kıran
Cami, Hacı Hasan Camii, Sinan Efendi Camii, hamamlar tekkeler ve çeşmeler bunlara örnektir.
Evliya Çelebinin de bahsettiği gibi halıcılık Demirci’nin önemli bir geçim
kaynağıdır.
KAYNAKÇA
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Anadolu-Suriye-Hicaz(1671/1672), 9. Cilt,
ss.47/4.
ERAVCI, Mustafa, Saruhanlıoğulları’nın Demirci Kolunun
Siyasi ve Kültürel Faaliyetleri Hakkında Bir Tetkik, Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:6, Sayı:1, Haziran 2014,s.56/63.
ADAMAZ,
Kadir, XVI. Yüzyılda Demirci
Şehri, Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:11, Sayı:3, ss.149/168, Aralık 2013
Manisa Özel Sayısı.
ÇELEBİ,
Evliya (2011), Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi:
Kütahya-Manisa-İzmir-Antalya-Karaman-Adana-Halep-Şam-Kudüs-Mekke Medine, Haz.
Seyit Ali Kahraman, 9. Kitap – C.1, Yapı Kredi Yayını, İstanbul.
YENGİN,
Naci, Tarihistan, Evliya Çelebi ve Manisa, http://www.tarihistan.org/yazarlar/naci-yengin/evliya-celebi-ve-manisa/1395/ .
EKLER
Yorumlar
Yorum Gönder