GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ALAYAKA KÖYÜ
Aytekin AKCA
MANİSA CELÂL BAYAR ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM FAKÜLTESİ/TÜRKÇE VE SOSYAL BİLİMLER EĞİTİMİ BÖLÜMÜ
SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

GİRİŞ
Alayaka Mahallesi, Balıkesir ili Sındırgı ilçesine bağlı olan dağınık yamaç yerleşkesidir.
Nüfüsu 2016 yılı verilerine göre 478 belirtilmekle beraber bunların 246’sı erkek 232’si kadın olarak kayıtlara geçmiştir. İl merkezine uzaklık 95 km ilçe merkezine uzaklık mesafesi ise 30 km belirtilmektedir. Daha önceleri Düvertepe eski ismi (Çorum[1]) bucak(nahiye) iken buraya bağlı bir köymüş günümüzde ise 2014 yılında Balıkesir ilinin büyükşehir yapılması ile beraber ilçeye bağlı diğer köyler gibi mahalleye dönüşmüştür.

Geçmişi çok eskiye dayanan Alayaka Köyü çaygıyınında dahil olmasıyla 8 mahalleden oluşmaktadır bunlar :
1-)Eski köy(Koca köy)
2-)Şadırvan
3-)Şerifler(buraya yakın mesafede karabakıcık mezrası vardır)
4-)Bayguşçakılı
5-)Kemçik köy
6-)Ahmetağa Mahallesi(çiftlik yakası diye geçer)
7-)Yörükler Mahallesi(Ahmetli[2] ve İkizler Yörükleri)
8-)Çaygıyı Mahallesi(en son)

Bu mahallerin adı üstünde Yörükler Mahallesi hariç arda kalan diğer mahalleler Manav(yerleşik; konargöçer veya muhacir olmayan Türk halkı yada yerleşik düzene geçişi çok eskiye dayanan)diye tabir edilir2. Bu mahallelerde yaşayan halk zamanla birbirlerine kız alıp vermiş aralarında akrabalık ilişkileri kurulmuş birbirleriyle kaynaşmışlardır. Teknolojinin gelişmesi,tarımda makinalaşma,eğitim seviyesinin yükselmesi,kadının iş hayatına atılması vs. etkenlerden dolayı bu mahallerin bazıları adeta cansız bir taş duvar yığınlarına dönüşmüştür.Benim küçüklüğümde misafirliğe gittiğimiz Yörükler(Ahmetli)mahallesi şuan 2 hane konumundadır, Koca Köy(Eski köy)benimde doğduğum yer olan yerleşim alanı 20 haneye kadar düşmüştür keza diğer mahallelerde aynı konumdadır. Arazinin sarp ve yamaç olmasından dolayı dağınık yerleşmenin en güzel örneğini temsil eden köyde son yıllarda yapılan evler hariç genel olarak taş ev niteliğindedir. Köyde 6 adet camii 4 adet mezarlık bulunmaktadır.Zamanında 2 adet okulu bulunan köyde şuan okullar kapatılmış öğrenciler taşımalı eğitime yönlendirimiştir.Eski köydeki okul atıl durumda kalırken Şerifler mahallesindeki kuran kursuna dönüştürülmüştür.Köye elektrik babam Yıldırım AKCA’nın muhtarlığı döneminde gelmiş su ise Arapoğlu diye hitap edilen Mehmet NİŞANCI döneminde getirilmiştir4.Garabıyık Ebenin torununa(Mehmet BOZDAĞ) bahsettiğine göre köy 7 dede arası geçmektedir. Mehmet BOZDAĞ IN ağzından çıkan kelimeler şöyle: Garabıyık Ebe şöyle dedi o anlatırdı zamanında gavur gelmiş yatır(dede)ın olduğu yere( Koca Köye)yerleşmiş


[1] ARSLAN,Ferhat(2013).Bigadiç ve Sındırgı ilçelerinde yerleşmeler,T.C.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya(Türkiye Coğrafyası)Anabilin Dalı, Ankara.
[2)MUTLU,Kahraman Hüseyin(2008).Balıkesir İli Ağızları(İnceleme-Metinler-Sözlük),T.C. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalı,Ankara.

Ekonomi;
Arazinin sarp ve yamaç olmasından dolayı makinalı tarım sınırlı sayıda yapılmaktadır bundan dolayıdır ki eskiden ekilip biçilen arazilerin çoğu günümüzde işlenmemektedir
Benim küçüklüğümde babam ile beraber öküzler ile çift sürmeye giderdik bu sarp ve yamaç araziler öküzler sayesinde sürülür ekilir ve hasat edilirdi neredeyse ekilmeyen boş arazi olmaz idi, annemim anlattıklarına göre her evde 1 çift öküz ile 1 eşek bulunurmuş  öküz ile çift sürülür harman kaldırılır yani ağır işler yapılır eşek ile değirmene gidilir odun getirilir vs. ayak işleri yapılırmış. Başlıca ekilen biçilen tarım ürünleri  mercimek,nohut,pakla,çavdar,yulaf,haşhaş(afyon),tütün ağaç türünden ürünlerde ise padem ön planda varmış. Bunlardan haşhaş eskiden ekonomik kazanç elde etmek için ekilirmiş sakızı alınır pazarda satılırmış evininden(tohum) yağ çıkartılırmış yasaklı olmadığı zamanlar günümüzde tütüncülük gelir kaynağı olarak ekilen bitkidir. Diğer bitkiler genelde yıllık hayvanların ve hane halkının kendi tüketimi için ekilmektedir. Arazinin sarp ve yamaç olmasında kaynaklı genelde keçi sürüsü beslenmiş zaman içerisinde belirli aileler koyunda beslemiştir.Dokumacılık eskiden beri varmış fakat genelde kılçul, kilim kişilerin giyeceği kumaşlar dokunurmuş daha sonra karagöz olarak adlandırılan halılar dokunmaya başlamıştır günümüzde de halan evlerde bu halılar dokunmaktadır.
    
Köyde mevkiler:
1-)Guru Guz 2-)Yağ Yağmuru 3-)Pamuk Köyü 4-)Eski Harman 5-)Erkeç Yatağı
6-)Çatalkaya 7-)Guyal 8-)Pinar Burnu 9-)Harm Çukuru 10-)Kuyu Yeri
11-)Mezar Alanı  12-)Bakıcık 13-)Çölmek Kıran 14-)Tazlin Gedikleri
15-)Akpınar 16-)Goca Alan 17-)Golca 18-)Gıran 19-)Basra Çam 20-)Bazarlı Bük
21-)Deymenci Bükü 22-)Mal Bükü 22-)Kumyeri
23-)Kızılbük 24-)Ahmetağa Mevkisi 25-)Kızılçam mevkisi 26-)Goca Çınar Mevkisi
 
 Köyde Bulunan Çeşmeler:

1-)Naşma; Eski Köyün bulunduğu köyün içerisindedir
2-)Cami Pınarı;Eski Köydeki Caminin yanındadır
3-)Haldede Pınarı;Eski Köyün mezarının yanındadır
4-)Golca Pınarı; Bakıcık mevkisindedir
5-)Akpınar; Ahmetli Yörüklerinin evlerde su yokken kullandığı çeşme
6-)Ulculuk; Şadırvan ile Eski Köy arasındadır
7-)Çökecik;Şerifler Mahallesindedir.
8-)Düm Bunarı;Ahmetağa mahallesinde(Çiftlik yakası)Bu Çeşmelerden Naşba ve Ulculukta eskiden evlerde su yokken evlere testilerle su taşınır hafatanın belirli günlerinde kazanlar kurulur çamaşırlar buralarda yıkanırmış küllü su ile[1].
Şakir EFE:
Osmanlı - Rus savaşı sırasında çıkan af ile Şakir Efe de diğer eşkiyalar gibi aftan yararlanmış ve Kırım'da savaşmıştı. Osmanlı, savaştan sonra aldığı ağır yenilgiyle, eşkiyaya verdiği sözü tutamamış, bu da eşkiyaların eski yaşamlarına yani dağlara geri dönmelerine sebep olmuştu. Adeta dağlar dolmuştu. Eşkiyalık töresi gereğince bir büyük çete dağa çıktı mı, diğerleri de o dağdan yüze iner. Gördesli olan Şakir Efe de dolu olan dağlarda dolanmış, kendisine büyük bir çete kurarak Ulus Dağı'nı mesken tutmuştu. Eşkiyalık töresine hiçe sayan Boncukçu ise Şakir Efe'nin dağa çıktığını bile bile yüze inmemiş, bu nedenle de aralarında husumet doğmuştu. Boncukçu "ayıngacı"dır. Koruköy'ün (Sındırgı-Balıkesir) çevresindeki tüm tütün kaçakçılığını elinde tutmaktadır.. Eşkiya topladığı para ile yatağını beslemek zorundadır. Boncukçu ise şimdiki Alayaka Köyleri'nin sahibi olan Ahmet Ağa ile yiyip içmekte, Ahmet Ağa'nın haksızlıklarına, köylüye yaptığı zulme sessiz kalmakta; hatta ağayı kışkırtmaktadır. Böylece yatağı kalmamış olan Boncukçu adi bir "çalıkakıcı"dır diğer efelerin gözünde. Şakir Efe ile can dostu olan Halil Efe, birkaç kez haber yollarlar Boncukçu'ya. Ancak Boncukçu sırtını dayamıştır Ahmet Ağa'ya ya. Ahmet Ağa nüfusunu artırmak için Şakir Efe'yi de himayesi altına almak istemektedir. Önceden tanışıp, yiyip içtikleri için sevgi besler. Hem yiğittir Şakir Efe, hem de büyük bir çetesi vardır. Artık Boncukçu'dan da kurtulmak istemektedir Ahmet Ağa. Boncukçu kurnazdır, sezer ağasının aklından geçenleri. Söylenti yayar ortalığa "Şakir Efe, Ahmet Ağa'nın çiftliğini basacak!". Kulaktan kulağa yayılır bu söylenti. Ancak Şakir Efe'nin böyle bir niyeti yoktur. Çünkü O, Ahmet Ağa ile savaş öncesinden tanışır, Osmanlar Köyü'ndeki sevdiğiyle de Ahmet Ağa tanıştırmıştır onu, birlikte yiyip içmişler, eğlenmişlerdir günler boyu. Şakir Efe tüm bu söylentilerden habersiz Gördes Karakolu aracılığıyla duyurulan "dağdan in" çağrısını değerlendirmek için Ahmet Ağa'yla görüşmek istemektedir. Hemde özlemiştir çakır gözlü sevgilisini. Ahmet Ağa da kulağına gelen bu söylenti ve Boncukçu'nun kışkırtmaları karşısında ne yapacağını şaşırmış, Şakir Efe'yi yok etmenin planlarını kurmaya başlamıştır. Derken Şakir Efe'den görüşme isteği ulaşır Ahmet Ağa'ya. Ağa Şakir Efe'ye Osmanlar Köyü'ne sevdiğinin evine gitmesini, O'nu orada ağırlayacağını söyler araçlarla. Ahmet Ağa'nın söyledikleri doğrultusunda Şakir Efe, Osmanlar Köyü'ne sevdiğinin evine gider. Ağa önceden bir içki alemi hazırlamıştır. Bir yandan içerken, oynayan çengiler, Efe'nin silahlarını alırlar oyunla. Savunmasız kalan Efe, sevdiğinin gözleri önünde derdest edilip, Ahmet Ağa Çiftliği'nin üst kısmında bulunan aynı zamanda Ağa'nın hükmettiği topraklar tarafından görülebilen yüksek bir alana getirilir. Ağaca asılır. İşkence edilir, kurşunlanır ama ölmeyecek şekilde. Su ayağından çıkarılan çizmeyle verilir. Ağa "Artık Şakir Efe sizindir, kadınlar da öldürmeyi öğrenmeli" diyerek Efe'yi yandaşı olan kadınlara bırakır ve gider. Kadınlar önce derisini yüzer, sonra da kafasını keserler Efe'nin. Ve Ağa'nın egemenliğindeki yerlerde dolaştırılır sırığa takılmış kellesini. Aradan zaman geçer. Şakir Efe'nin can dostları Halil Efe ve Pehlivan akıllarına koymuşlardır bu çalıkakıcıları temizlemeyi. Ağa ve Boncukçu'nun Dedeler Köyü'ne gideceğinin haberlerini alırlar. Önceden giderler köye. Ağa ve Boncukçu kahveye girdiklerinde ortaya çıkarlar: "Ağalar, atlarınız çok rahvan, hele bir koşturun da görelim..." derler. Ağa ve Boncukçu öldürüleceklerini anlayıp kaçmaya çalışsalarda Dedeler Köyü yakınındaki Çamlık Mevkiinde vurulurlar[3].
O gün bugündür de Şakir Efe türküsü söylenir dağlarda...
                                     
Top top olur aman dostlar         Ah nolaydım nolaydım               
Alayakanın çamları                      Gördes Karakoluna varaydım                   
Seller gibi akıyor                           Keşke de varmaz olaydım
Şakir efenin kanları                      kendi kendimi vuraydım
Bizim için yapılmış
Balıkesir damları

Uzun olur aman dostlar               Ah nolaydım nolaydım
Şu simavın urganı                          Sındırgıya teslim olaydım
Şakir efeyi sorarsan                      Keşke de teslim olmasaydım
Ahmet ağanın kurbanı                 Kendi kendimi vuraydım
Şakir efeyi aman yavrum
Telli örtün yorganı
 SONUÇ:

Alayaka köyü geçmişten günümüze gerek tarihi olayları gerek türküsüyle gerek gelenek ve görenekleri ile isminden sıkça bahsettirmiştir. Sarp ve yamaç arazisi nedeni ile dağınık kır yerleşmesinin en önemli temsilci konumunda bulunan köy eski zamanlarda canlı bir  ekonomik hayata sahipken günümüzde çeşitli faktörlerin devreye girmesiyle bu etkinliğini kaybetmeye başlamıştır ancak Düvertepe(Çorum)köyünden Çaygıyı Mahallesine taşınan Jandarma Karakolu buranın popilerliğini arttırmış gerek diğer mahallelerde bulunanlar gerekse emekli olup gelenler yada yazlık vakit geçirmek için yapılan konutlar sayesinde civarda yaşayan inşalarında uğrak yeri olmuştur. Diğer mahallelerin tekrar canlandırılması için yöreye uygun hayvancılığın teşvik edilmesi eskiden kara sabanla sürülen arazilerin günümüzde altarnatif araçlar kullanarak tekrar üretime dahil edilmesi gerekmektedir. Yine köy sınırları ait demir madeni ocağının modern şekilde işletilmesi de ekonomiye katkı sunacağı gibi göç olaylarınında önüne geçecektir.Eskiden Köy kanuna göre özerk bir büçcesi bulunan köyler şuan büyükşehir kanunu ile mahalleye dönüşmüş ve bütçesi ortadan kalkmıştır bu doğrultuda belediye hizmet alanına dahil olmuşlardır bunun sonucu olarak belediyeye çok büyük iş düşmektedir hizmet dağılımı konusunda adaletli davranmalıdır.

Kaynakçalar:
1-)ARSLAN,Ferhat(2013).Bigadiç ve Sındırgı ilçelerinde yerleşmeler,T.C.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya(Türkiye Coğrafyası)Anabilin Dalı,Ankara.
2-)MUTLU,Kahraman Hüseyin(2008).Balıkesir İli Ağızları(İnceleme-Metinler-Sözlük),T.C. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Dili Bilim Dalı,Ankara.
3-) AKCA,Samiye.2017.Alayaka Köyü Hakkında görüşme.15:50.17Aralık.
4-)2017EĞİLMEZ,Mesude.Karesi’den Günümüze Öykülerle Türküler.Pelin Ofset.Ankara.2005
           5-)BOZDAĞ,Mehmet.2017.Alaya Köyü Hakkında Anısı.17:00.2017.


[3] AKCA,Samiye.2017.Alayaka Köyü Hakkında görüşme.15:50.17Aralık.2017.
[4]EĞİLMEZ,Mesude.Karesi’den Günümüze Öykülerle Türküler.Pelin Ofset.Ankara.2005
[5] BOZDAĞ,Mehmet.2017.Alaya Köyü Hakkında Anısı.17:00.2017.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar