15
TEMMUZ GECESİ VE SAKARYA
Aslıhan KAYA
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 2. Sınıf Lisans Öğrencisi
GİRİŞ
Marmara Bölgesi’nin Kuzeydoğu bölümünde
yer alan Sakarya ili 29o,57’ - 30o,53’
Doğu meridyenleri ile 40o,17’ – 41o,13’ Kuzey paralelleri arasında yer alır. Aynı
zamanda tarihi İstanbul – Anadolu Yolu’nun Sakarya Irmağı’nı aştığı noktada bir
köprübaşı ve kavşak noktası konumuna sahiptir[1].
İki büyük ve önemli şehir olan İstanbul ve Ankara arasında da köprü vazifesi
görmektedir.
15 Temmuz 2016 gecesi tüm yurda ve
insanlığa yapılan hain saldırı her yerde olduğu gibi Sakarya’da da etkisini
gösterdi. Sakarya’nın stratejik konumu gereği gerek saldırganların gerekse
halkın tepkisi birçok yerden çok daha fazla oldu. Yapılan bu darbe girişimi
halkın olaya müdahale etmesi ve darbeci askerlerin teslim alınması sonucu
başarılı olmadı. Şehir darbeye karşı direndi. Peki, o gece neler yaşandı?
15
TEMMUZ GECESİ VE SAKARYA
15 Temmuz gazilerinden Ali Kasımoğlu’nun
anlatımına göre15 Temmuz;
Genel olarak 3 şehirde ateşli silahla yaralanma oldu
bunlardan bir tanesi de Sakarya. Sakarya’da işgal altında olan valilik binası
vardı. Valilik binası askerler tarafından ele geçirildi. İlk olarak
kayınvalidem yurtdışında haberleri izlerken Türkiye’de darbe yapılıyor şeklinde
bir haber aldı. Onu bize telefonla bildirdi. Biz eşimle dışarıdaydık hemen eve
gelip haber kanallarını izledik daha sonra TRT1’deki spikerin konuşmasını
duyduktan sonra öğrenmiş olduk. Darbe olduğuna yönelik nihai karara vardım.
Yapılan emeklerin, kazanımların böyle eski yöntemlerle tekrar bizden alınabilme
düşüncesi beni son derece rahatsız ettiği için ivedi bir şekilde dışarıya çıkıp
kız kardeşimin eşi ile birlikte valiliğe doğru gittik. Ailemi geride bırakma
korkusundan çok ülkenin daha kötü bir halde olacağını tahmin ettiğim için
açıkçası bizim başaramayacağımız endişesi vardı. Valiliğe gidemeden aracımızı
park etmek zorunda kaldık çünkü yaklaşık 30 kişi askeri araçların etrafını
çevirdi, daha fazla araç ilerleyemiyordu yol kapandı. Polisler de oradaydı. Biz
de indik aracımızı park ettik askeri araçları geri çevirmek niyetiyle orada bir
arbede yaşandı. Valiliğe destek için giden 3 askeri aracı geri çevirdik. Yoldan
karşıya döndüler biz de sonra koşarak valiliğe gittik.Valiliğe vardığımızda
olayın verdiği adrenalin ve sarhoşlukla ateş edilmesine rağmen yine de
ilerliyorduk. Askerlerin bir kısmı valiliğe doğru kaçarken bir kısmı da ateş
ediyordu. İmanın verdiği büyük bir cesaret vardı o gece ve valiliğe doğru giden
çok kişi de olunca mecbur ateş eden askerler de dahil bir süre sonra içeri
kaçmak zorunda kaldılar. Darbeci askerlerin ateş etmesi sonucu yaralandım.
Karnımdan ön tarafımdan girip yan tarafımdan çıktı bir tane mermi, bir tane de
koluma saplandı. Açıkçası televizyonlardaki gibi vurulduktan sonra birkaç metre
uçma veya yere düşme gibi bir şey olmadı, pek hissetmedim. Sadece kolumdaki
kemiğe saplandığı için biraz
sızlama hissettim ama o da yine elimin
bıçakla hafif kesilmesi gibi bir şeydi benim için o an. Kanımı zaten
vurulduktan yaklaşık 1 dakika sonra fark ettim. Hafif bir sıcaklık hissettim.
Baktım kan var tişörtümde.‘’Aaa ben vurulmuşum’’ dedim. Daha sonra biraz
tansiyonum düşmeye başladı etraftakilere söylerken amcamın oğlunu gördüm orada.
Ben vuruldum dedim. Koluma girdi beni ambulansa doğru yürütmeye başladılar
yaklaşık 100 metre yürümemize rağmen ambulans bulamadık muhtemelen olsa da
insanlardan hareket edemeyecekti. Biraz daha ilerledikten sonra orada
vatandaşın biri tarladan çıkıp beni hastaneye ulaştırdı. O anla ilgili
videolarım internette de yer aldı.
Benim için çok hızlı geçti ama ağır
çekim bir hızdı. Çok karmaşık duygular… Çok uzun süre gibi hatırlıyorum ama çok
çabuk biten bir şey. İlginç bir duygu… Benim için ve hatta bütün Müslümanlar
için unutulmayacak bir şey. O an insanlarda tamamen bir cesaret sarhoşluğu
vardı. Normalde bir insanın silahı elinde ateş ederek bana doğru geldiğini
görsem saklanırdım ama o an farklı bir duygu vardı Allah gerçekten insanları
yönlendirdi diyebilirim. O gece herkesin malumatı. Umarım bir daha yaşamayız[1].
Bir diğer gazimiz Cevdet Arav’ın anlatımıyla
15 Temmuz;
İlk olarak televizyondan haber aldım.
Aile dostlarımız vardı onları aradım ve herhangi bir yerde toplanılacak mı diye
sordum. Büyük Şehir Belediye Başkanının Kent Meydanı’nda olduğunu ve orada
toplanıldığını söylediler o şekilde çıkıp biz de meydana gittik. Eşim ve
kızımla beraber çıktık fakat kızım 7 yaşında olduğu için çok korktu ağladı ve
onlar geri döndü ben tek başıma devam ettim. Orada valiliğin ele geçirildiğini
öğrendik. Daha sonra Kent Meydanı’ndan
22 km uzaklıktaki valiliğe gitmek için yola çıktık. Yollarda asker yoktu.
Sadece valiliği ele geçirmişti. Biz direk valiliğe gittik. Her taraftan
insanlar gelmişti çok kalabalıktı. Arabalarından inenler valiliğe doğru koşmaya
başladı o sırada asker de ateş ediyordu. Darbeci askerler ateş ettikçe insanlar
daha da üstlerine gitti. Kimsede korku yoktu.
Valiliğe geldiğimizde asker valilik binasını ablukaya aldı ve üzerimize
ateş etmeye başladı. . Silahla yaralananlar oldu. Yaklaşık 14 kişi vuruldu.
Valilik binasının içine girdiğimizde kapı camları, vitrin camları kırıldı o
kırık camların kesmesi sonucu yaralananlar oldu. Ben de valilik binasının
içinde arbede sırasında kırılan vitrin camlarının ayağımı kesmesi sonucu
yaralandım. Askerleri teslim alıp ellerindeki silahları alarak valiliği geri
aldık. O akşam kimse askerle çatışmaya gitmedi. Benim o gece içim yandı. Bu
olay herkesi fazlasıyla üzdü. Bunu engellemek için çıktık canımızla
mücadelemizi verdik[2].
60 ile 80 darbelerine de şahit olan ve
bu sebeple o gece hiç düşünmeden sokağa çıkan 66 yaşındaki Yaşar Kaya’nın
anlatımıyla 15 Temmuz;
Darbe olduğu haberini aldım akrabalarım aradı böyle
böyle bir durum var haberin olsun dediler. Haberi aldıktan sonra ben de hemen
kalktım meydana gittim. Eşim ve bir engelli oğlum var fakat gece olduğu için
onlar evde durdu ben kendim gittim. Biz gidip orada onları önleyeceğimiz için
arkamızdakileri hiç düşünmedik. Biz oraya gidiyoruz, ya öleceğiz ya kalacağız
arkadakileri düşünmeye vakit yoktu o zaman.
Yeğenim ve yeğenimin oğlu ile birlikte meydana gittik. Meydana gelene
kadar bir zorluk yaşamadık. Asker de yoktu. Neredeyse Adapazarı’nın %90 ı
meydandaydı. Orada haber geldi valiliği ele geçirdiler diye oradan valiliğe
gittik. Valiliğin oraya geldiğimizde ise arabalar yolda kaldı valilik binasına
varmak için aşağı yukarı 1 saat kadar yürüdük. O arada zırhlı askeri araç
valiliği teslim alacaktı fakat oranın halkı gidip valiliği askere teslim etmedi
biz de gittik zırhlı aracı teslim aldılar ve aracın üstüne çıktık. Saldırı halk
tarafından geri püskürtüldü. Halk darbeci askerleri ve zırhlı aracı teslim
aldı. Askerlerin bir kısmı da kaçtı. O arada bir ambulans askerlerden birini
kaçırıyordu onu halk fark etti ve ambulansa izin vermediler çok zorla ambulans
halkın
arasından çıkmayı başardı. Tekrar
meydana geldik. Vali emniyet müdürlüğünde dediler oraya gittik halk orayı da
kontrol altına alıp etrafını sardı. Fakat valinin valilik binasına götürüldüğünü
öğrendik. Geri valiliğe gittik orada Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş konuşma
yaptı onun ardından tekrar meydana geldik ve sabaha kadar oralarda nöbet
tuttuk, bekledik. Ufak tefek değil çok büyük bir darbe girişimi yaşandı
Sakarya’da. O anki duygularımı anlatabilmem mümkün değil. Çok duygulandığım
için bir şey anlatabilecek durumumuz yoktu. Bir yanda heyecan vardı ve orada
bir kurtuluş vardı. Bir tarafta darbe yapılmak isteniyordu ve bunu
engellediğimiz için içimizdeki duygu çok büyüktü. Darbe sonrasında 1 ay boyunca
akşam meydana inip nöbet tuttuk. Hükümet artık tamam diyene kadar... Bütün halk
oradaydı. Sağ-sol ayrımı olmadan, siyasi görüşlerine bakılmadan herkes bir
arada günlerce orada bekledi[1].
SONUÇ
Türk milleti ne tankın önüne geçmekten ne
göğsünü mermiye siper etmekten ne darbeden ne de bu vatan hainlerinden korkmadı
ve korkmayacaktır. Türkiye o gece gerek içimize sızan vatan hainlerine gerekse
uzaktan uzağa bizim düşmemizi isteyen ve düşmemiz için elinden gelen her şeyi
yapan düşmanlarımıza tıpkı Canakkale’de olduğu gibi, tıpkı Anafartalar’da,
Conkbayırı’nda, Kanlısırt’ta, Seddülbahir’de, Sarıkamış’ta, Kurtuluş
Savaşı’nda, tıpkı Sakarya Meydan Muharebesi’nde olduğu gibi Türkün gücünü bir
kez daha gösterdi. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Ben size savaşmayı değil
ölmeyi emrediyorum!’ sözündeki vatan uğruna gerekirse can verileceği duygusunun
Türk Milleti’nden hiçbir zaman eksilmediğini bir kez daha gösterdi. Mevzu bahis
vatansa gerisinin teferruat olduğunu, ezan dinmez, bayrak inmez sözünün neyi
ifade ettiğini tüm dünyaya ispatladı.
YARARLANILAN
KAYNAKLAR
https://www.e-yasamrehberi.com/Turkiye/Sakarya/sakarya_cografyasi.htm Erişim
Tarihi:20.12.2017
Ali
Kasımoğlu,Adapazarı-28.06.1984,memur,Sakarya,13Aralık 2017 tarihli
telefon görüşmesi
Cevdet Arav,Sakarya-04.04.1971,esnaf,Sakarya,13Aralık 2017 tarihli
telefon görüşmesi
EKLER
FOTO1
https://goo.gl/images/p6CAhk 22.12.2017
|
FOTO2
22.12.2017
|
FOTO3
22.12.2017
|
FOTO4
22.12.2017
|
FOTO5
22.12.2017
|
FOTO6
Telefon Çekimi 28.07.2016
15 Temmuz’un ardından meydanda Yaşar Kaya ve eşi Neriman Kaya.
|
Yorumlar
Yorum Gönder