YEREBATAN SARNICI
Yeşim KAYA
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği 2. Sınıf Lisans Öğrencisi
GİRİŞ
İstanbul'un görkemli tarihsel yapılarından birisi de Ayasofya’nın güneybatısında bulunan Bazilika Sarnıcı’dır. Yağmur sularını biriktirmeye yarayan yeraltı su deposudur. Bizans imparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılır.[1]
     Yerebatan sarnıcı İstanbul’un fatih ilçesinde bulunur. Kuzeyinde Eyüp ilçesi, kuzeydoğusunda Haliç, güneyde Marmara, batıda Zeytinburnu ve kuzeybatıda Bayrampaşa ilçelerine komşu olan Tarihi Yarımada Fatih, Suriçi dediğimiz bölgede yer alır. Fatih ilçesi 57 mahalleden oluşur.[2]                          
     Sarnıç, uzunluğu 140 m. genişliği 70 m. dikdörtgen biçimde bir alanı kapsayan dev bir yapıdır. 52 basamaklı taş bir merdivenle inilen bu sarnıcın içerisinde her biri 9 m. yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, her sırada 28 tane 12 sıra meydana getirirler. Suyun içerisinde yükselen bu sütunlar uçsuz bucaksız bir ormanı hatırlatmakta ve ziyaretçiyi sarnıca girer girmez etkilemektedir. Sarnıcın tavan ağırlığı haç biçiminde tonozlar yuvarlak, kemerler vasıtasıyla sütunlara aktarılmıştır, çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden granitten yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da üst üste iki parçadan oluşmaktadır. Bu sütunların başlıkları yer yer farklı özellikler taşır. Bunlardan 98 adedi Corinth üslubu yansıtırken bir bölümünde Dor üslübunu yansıtmaktadır. Sarnıcın tuğladan örülmüş, 4.80 m. kalınlığındaki duvarları ve tuğla döşeli zemini Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiştir. Toplam 9.800 m2 bir alanı bulunan bu sarnıç yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.[3]
Yerebatan Sarnıcı Ayasofya binasının batısındaki küçük binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü çapraz tonozludur.[4]
        Sarnıçtaki sütunların, köşeli veya yivli biçimde olan birkaç tanesi hariç büyük çoğunluğu silindir biçimindedir. Bu sütunlar içerisinde üzeri oyma ve kabartma halinde Tavus Gözü, Sarkık Dal, Gözyaşı şekillerinin tekrarıyla süslenmiş olanı özellikle dikkati çeker.[5]
YEREBATAN SARNICI
   Bir söylentiye göre, üzerindeki şekillerin gözyaşına benzemesin nedeni Büyük Bazilika’nın inşasında ölen yüzlerce köleyi anlatır. Sarnıcın orta yerini geçtikten sonra, güneybatı duvarından içeriye doğru, yaklaşık 40 m. uzunluğunda 30 m. genişliğinde düzensiz bir çıkıntı halinde görülen kısım ağırlığı taşıyabilmesi için geçmiş, yüzyıllarda yapılan onarımlar sırasında örülen duvarlardır.. Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa başı Roma Çağı heykel sanatının şaheser örneklerindendir. Sarnıcı ziyarete gelenlerin hayretler içerisinde seyrettikleri IV.yy. ait bu başların hangi yapıdan



alınarak buraya getirildiği konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte Genc Roma Çağı'na ait antik bir yapıdan sökülerek buraya getirildiği sanılmaktadır.[6]

     Yine bir rivayete göre Medusa siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdır. Yunanlı Tanrı Zeus'un oğlu Perseus'u sevmektedir. Tanrıca Athene'de Perseus'u sevmekte ve Medusa'yı kıskanmaktadır. Athene Medusa'nın saçlarını korkunç yılanlar biçimine sokar. Artık Medusa kime baksa, baktığı kimse taş kesilir. Perseus Medusa'nın büyülendiğini düşünerek başını keser ve kesik başı eline alarak savaşlara katılır. Başı görenler taş kesilir ve Perseus savaşları kazanır. Bu olaydan sonra Medusa'nın eski Bizans'ta kılıç kabzalarına ve sütun kaidelerine ters ve yan olarak işlendiği söylenmektedir. Diğer bir rivayete göre ise Medusa kendisini Perseus'un kılıcında görmüş ve taş kesilmiştir. Bunun icin buradaki heykeli yapan heykeltras ışığın yansıma pozisyonlarına göre Medusa'yı normal, ters ve yan olmak üzere üc ayrı pozisyonda yapmıştır. Normal pozisyonda çalışılmış olan Medusa başı Didim'den getirilmiştir.[3]
     Bizans döneminde bu çevrede geniş bir sahayı kaplayan ve imparatorların ikamet ettiği büyük sarayın ve bölgedeki diğer sakinlerin su ihtiyacını karşılayan Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un Osmanlılar tarafından 1453 yılında fethinden sonra bir müddet daha kullanılmış ve padişahların oturduğu Topkapı Sarayı’nın bahçelerine buradan su verilmiştir. İslâmî kaidelerin temizlik esasları gereği durgun su yerine akar vaziyetteki suyu tercih eden Osmanlılar’ın şehirde kendi su tesislerini kurduktan sonra kullanmadıkları anlaşılan Sarnıç, 16. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar Batılılar tarafından fark edilmemiş, nihayet 1544-1550 yıllarında Bizans kalıntılarını araştırmak üzere İstanbul’a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius tarafından yeniden keşfedilerek Batı âlemine tanıtılmıştır. P. Gyllius, araştırmalarından birinde, Ayasofya civarında dolaşırken, buradaki evlerin zemin katlarında bulunan kuyu benzeri yuvarlak büyük deliklerden ev halkının aşağıya sarkıttıkları kovalarla su çektikleri, hatta balık tuttuklarını öğrendi. Büyük bir yeraltı sarnıcının üzerinde bulunan ahşap bir binanın duvarlarla çevrili avlusundan, yerin altına inen taş basamaklardan elinde bir meşaleyle sarnıcın içerisine girdi. P. Gyllius, çok zor şartlarda sarnıcı sandalla dolaşarak ölçülerini alıp sütunlarını tespit etti. Gördüklerini ve edindiği bilgileri seyahatnamesinde yayımlanan Gyllius, birçok seyyahı etkilemiştir. [8]
        Sarnıç, kurulduğundan günümüze kadar çeşitli onarımlardan geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde iki defa onarılan sarnıcın ilk onarımı 3. Ahmet zamanında (1723) Mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından yaptırılmıştır. İkinci onarım ise Sultan 2. Abdülhamid (1876-1909) zamanında gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet Dönemi'nde de sarnıç, 1987'de İstanbul Belediyesi tarafından temizlenerek ve bir gezi platformu yapılmak suretiyle ziyarete açılmıştır. 1994 yılının Mayıs ayında yeniden büyük bir temizlik ve bakımdan geçmiştir.                    İstanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan bu gizemli mekânı, bugüne kadar ABD eski Başkanı Bill Clinton'dan Hollanda Başbakanı Wim Kok'a, İtalyan eski Dışişleri Bakanı Lamberto Dini'den İsveç eski Başbakanı Göran Persson'a ve Avusturya eski Başbakanı Thomas Klestil'e kadar birçok kişi ziyaret etti. Hâlihazırda İstanbul



[8]  http://www.fatih.gov.tr/yerebatan-sarnici-muzesi     Erişim tar:16.12.2017
                                                                                                                                                   Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür A.Ş. tarafından işletilen Yerebatan Sarnıcı, müze olmanın yanı sıra, ulusal ve uluslararası birçok etkinliğe ev sahipliği etmektedir.[9]
     1500 yıllık bir yapı olup bu proje kapsamında şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı restorasyon çalışması yapılacaktır.[10]

SONUÇ
     Yerebatan Sarnıcı İstanbul’un en görkemli yerlerinden biri olan Fatih’te bulunan bir müzedir. Aynı zamanda İstanbul’daki en büyük kapalı sarnıçtır. Günümüzde birçok ziyaretçi akımına uğrayan bu müzenin ziyaretçileri özellikle yabancı turistlerdir. Sarnıcın yakın zamanlarda restorasyon çalışmalarına başlanmasıyla bu müzenin ziyaretçi akımlarını daha da arttırabileceği ve daha güzel bir biçimde gözlere hitap edilebileceğini varsayabiliriz. Fatih belediyesinin yaptığı veya yapacağı çalışmalar sonucunda kültür seviyesini yükseltebileceği ve turist sayısında da artış olabileceği düşünülebilir. Bu gibi güzel sonuçlar elde etmek için öncelikle değerlerimize sahip çıkmalı ve yenilenmesi için her türlü imkânı kullanmaktan kaçınmamalıyız.

EKLER



yere batan sarnıcı ile ilgili görsel sonucu
yere batan sarnıcı ile ilgili görsel sonucu
yerebatan sarnıcı ile ilgili görsel sonucu
Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı


[9]  http://www.fatih.gov.tr/yerebatan-sarnici-muzesi     Erişim tar:16.12..2017


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar