Hamit ASLAN
Celal Bayar
Üniversitesi Demirci Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilgiler Eğitimi Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği Programı
2. Sınıf
GİRİŞ
İnsanoğlunun yaratılış
gayesi olan yüce Allah’a kulluk etmektir. Nitekim kutsal kitabımız, Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah (c.c) bu
konuda, “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım[1]” diye
buyurmaktadır. Ayetten de anlaşıldığı üzere her insanın (aynı zamanda cinlerin)
yaratılış gayesinde Allah’a kulluk etmekle mükellef olduğu açıkça belirtiliyor.
Müslümanların genellikle kulluk görevlerini yerine getirdikleri yer olan
camiiler onlar için önemlidir. İşte Tenekeli
Tekke camii bunlardan biridir.
TENEKELİ TEKKE
CAMİ
Tenekeli Tekke (Nur
Camii) camii, Manisa’nın Demirci ilçesinin sofular mahallesi içinde yer
almaktadır. Tenekeli Tekke cami Rumi 1200/1785 yılında yapıldığı söylense de
yapılan araştırmalar doğrultusunda bu caminin 19. yy’ın ilk çeyreğinde
yapıldığı tespit edilmiştir.[2]
Ayrıca caminin bahçesinde yer alan hazirede Kadiri tarikatı şeyhlerinden
Bursalı Mehmet Efendi ve soyundan gelenlerin mezarları bulunmaktadır[3]. Caminin
batı kuzeyindeki eski giriş kapısı kıymetli tahta oyma olup üzerinde iki
şekilde yazı vardır. Üst kısmında iki satır halinde, iki kanatta birer satır
olmak üzere:
-Ya müfettihal ebvab-iftahlena hayrel bap
Her iki kanatta da
dikine olarak yukarıdan aşağı doğru olan yazılarda ise:
Ya mühavvilel havli vel ahval
Havvil halena ila ahsenil hal
Yazmaktadır[4].
Tenekeli tekke kitabeleri: Nur Camii (Tenekeli Tekke)’in kıble batısında etrafı
duvarlarla çevrili bulunan kabirdeki kadiri şeyhlerinin taşları dikkate şayan
olup üzerinde şunlar yazmaktadır.
1.
Sağdan birinci taş olup başında kadiri dilimli kavuk
şeklinde yapılmıştır:
Hüvel Baki
Lütufçu hu kime
yar olsa ol han-ı sultan olur
Aşk-ı uşşaka
düşüp nefsi bilüp Arafat-ı olur
Mevti kılan
sefer sırra mazhar olur
Canı canana
teslim eyleyüp kurban olur
Mahdum-u Feyzi
Huda oldu kıdde-i şeyh-i Tahir bugün
[1] Zariyat suresi 56. ayet (51/56)
Bakınız http://www.kuranikerim.com/m_diyanet_index.htm
[2] Ertan Gökmen, Tanzimattan II.
Meşrutiyete Demirci Kazası, İzmir-Çamdibi, 2007 s.146
[4] Hasan Alaseke ve A. Sedat
Boyacıoğulları, Her Yönü ve Herşeyi İle Demirci, İstanbul-Eko Matbaası, 1972,
s.333
Masivadan
soyunup uryan olur
Sene 1226
Bu taşın sahibi
olan Şeyh Tahir Efendi burada uzun seneler Kadir Tarikatı şeyhliği yapmış olup
Bursa’lıdır. Halen bu soydan Tekkeliler sülalesi diye anılan soy Demirci’de
bulunup Bursalı soyadını taşımaktadır.
1.
Bu taşın bitişiğinde olup aynı şekilde kavuğu
vardır. Hattat Emin-i Fahri ve Hakkı efendiler bu soydandır.
Hüvelbaki el
Hallak
İlahi derd-i
aşkına gam eyledi bir muradın eşberan
Tacirzadelerden
Fikri gelir bunda olmuş mu kurban
Hikmet nurudur
yazdırır Edhem
Tabakay-ı arz
ruhime şırr-ı Huda eyledi Rahman
Hacı Tahirzade
denilmiştir müsemma sırrı
Fethi Nurizade
han dilinde Kur’an
Sene 1244
2.
Taşta yazı yoktur. Kavuğu başka şekildedir.
3.
Son taş olup bu da kadiri dilimli kavuğu bulunana
taştır.
Hüvelbaki
Ahmet efendi Fahrizade şıh-ı kadiri
Kadri bilindi hatem-ü himmet nekizade
Bir şahiban şahidi anka şefkat edeni[1]
Boyacıoğulları-Alakese’nin
eserinde cami ile ilgili şu bilgiler verilmektedir:
“Nur camisi (Tenekeli Tekke): Sofular
mahallesi Enstitü caddesi üzerinde köşebaşındadır. Büyükçe bir bahçe içinde
olup bir eski bir yeni kapısı vardır. Cami eski yapı kubbelidir. Bu caminin
tarihi büyük kıymeti haiz, kapısı ağaç üzerine oyma motifli, üzerinde yazılar
da çok sanatkaranedir. Minaresi kuzeydoğu köşesinde olup desenli dökme
bloklardan yeni yapılmış, külahı demir çerçeveli ve camlı olup içinde floresans
lambaları yanmaktadır. Demirci’de kıran, Sinan, Nur camii külahları demir
çerçeveli, camlı ve floresans lambalı olup kandil ve bayram gecelerinde pırıl
pırıl yandığından şehre hoş bir manzara vermektedir. Camii 23 Nisan 1970 depreminde
çok ağır hasar görmüş, kıble tarafı çökmüş, namaz kılınamaz hale gelmiştir.
Bahçenin güneybatı köşesinde etrafı duvarlarla çevrili çevrili dört yatır
bulunmakta olup, bunlar Tenekeli Tekke şeyhlerindendir. Caminin yazı ve
tezyinatı fevkalade olup ustası bilinmemektir. Banisinin kimliği tespit
edilememiştir. Vakıf kayıtlarına göre: Sofular Tekke sokak 12x12=144
metrekaredir.”[2]
[1] Hasan Alaseke ve A. Sedat
Boyacıoğulları, Her Yönü ve Her şeyi İle Demirci, İstanbul-Eko Matbaası, 1972,
s.334
[2] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın
Çağlarda Demirci’deki Cami-Mescit-Medreseler”, 1. Demirci Araştırmaları Bilgi
Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011, s.117-118.
SONUÇ
Tarih boyunca insanoğlu
bir dine mensup olmuş ve buna inanıp bağlı kalmıştır. Geçmişten günümüze
bakıldığında genel olarak çok tanrılı ve tek tanrılı dinlere inanmış olup
bunlar arasında ilahi dinler diye tabir edilen Musevilik, Hristiyanlık ve
İslamiyet ve inanılan diğer dinler arasında Şamanizm, Budizm, Maniheizm vb.
dinler sayılabilir. İnsanoğlu bu dinlere inanırken, inançları gereği çeşitli
mimari eserler inşa etmişler (putlar, sinagoglar, kiliseler, camiler Kâbe vb.) ve burada ibadet vazifelerini
yerine getirmişlerdir. Bunlar arasında konumuzla yakından ilgili olan İslam
dininin (dinimizin) ibadet merkezi olan camilerdir.
Camiler, Müslümanların vakit, Cuma, bayram, teravih vb. namazların bireysel
veya cemaatle namaz kıldıkları mekanlar olup onlar (Müslümanlar) için son derece önemli mekanlardır. İşte bu
mekanlardan biri de Tenekeli Tekke camiidir. Tenekeli Tekke Camii on dokuzuncu
yüzyılın ilk çeyreğinde inşa edilmiş olup günümüze kadar varlığı sürdürmüştür.
Yukarıda verilen bilgiye göre cami, 23 Nisan 1970 yılında meydana gelen
depremin etkisiyle cami çok ağır hasar görmüş, kıble tarafı çökmüş ve namaz
kılınamaz hale gelmiştir. Günümüzde hala faaliyette olması deprem sonrası imar
edildiği çok net bir şekilde anlaşılmaktadır. İşte bu durum, camilerin İslam
dünyası ne önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Konuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de
yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın
mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı
veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yola
ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.”[1] Ayetten de anlaşıldığı üzere camiler
ve mescitler Müslümanlar için önemli ibadet merkezleridir, bunları korumak,
imar etmek de onların görevidir.
KAYNAKÇA
ALASEKE Hasan ve BOYACIOĞULLARI A.
Sedat, Her Yönü ve Her şeyi İle Demirci, İstanbul-Eko Matbaası, 1972.
GÖKMEN Ertan, Tanzimattan II.
Meşrutiyete Demirci Kazası, İzmir-Çamdibi, 2007
OĞUZ, İsmail, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demirci’deki
Cami-Mescit-Medreseler”, 1. Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul:
Lisans Yayıncılık, 2011, s.99-128.
http://www.kuranikerim.com/m_diyanet_index.htm
Yorumlar
Yorum Gönder