METROPOLİS ANTİK
KENTİ KAZILARI
Nigar ÖZTÜRK
KAYA
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler
Eğitimi Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
2.Sınıf Lisans Öğrencisi
Giriş
Metropolis, adını, kente 5 km
uzaklıktaki Meter Gallesia isimli Ana Tanrıça’nın tapınağının bulunduğu kutsal
mağaradan alan kent, Torbalı'nın Yeniköy ve Özbey köyleri arasında, ovaya hakim
bir tepede kuruludur. İzmir’e yaklaşık olarak 40 km uzaklıktadır. Kente, Ana
Tanrıça'ya izafeten "Ana Tanrıça Kenti" anlamındaki Metropolis adı
verilmiştir[1].
Metropolis antik kentidir.
Metropolis’ten ilk defa Avrupalı gezginler J.Spon ve G.Wheler 17 yy.’da
bahsetmiştir[2].
M.Ö. 3. yüzyılda kurulan Metropolis,
M.Ö. 150 yıllarında büyük gelişim göstermiş, Roma ve Bizans dönemlerinde
önemini korumuş, Türklerin Anadolu’ya yerleşmelerinden kısa bir süre sonra da
terkedilmiştir. Smyrna ile Ephesos arasındaki antik yol üzerinde kurulan kentte
ticaretin geliştiği, hatta Hegesias isimli bir bankerin varlığı yazıtlardan
öğrenilmektedir. Metropolisli zengin yurttaşlar, kentlerinin güzelliği için
cömert davranmışlar; stoa, tiyatro ve gymnasium gibi anıtsal yapıların yapımına
parasal katkıda bulunmuşlardır.Kent, özellikle mimari yapıların yanı sıra
pişmiş toprak heykelciklerin yapıldığı bir merkez olması nedeniyle dikkat
çekmiştir. Burada ele geçen buluntular, heykeller ve steller de Metropolis’te
son derece kaliteli bir ekolün oluştuğuna da işaret etmektedir. Aynı zamanda,
Orta Çağ boyunca da önemli yolların kavşak noktası olma özelliğini korumuştur.
Topraklarının verimliliği, önemli yolların geçiş noktasında olması dolayısıyla
tarıma, üzüme,zeytine, meyvacılığa, hayvancılığa ve şarap üretimine dayalı bir
ekonomik düzen kurmuştur.Metropolis, İskender’in ardından sırasıyla Lysimakhos
ve Seleukoslar hâkimiyetine girmiş, Bergama Krallığı’nın da bir süre
egemenliğini paylaşmış ve son olarak Apameia Barışı (M.Ö. 188) ile Bergama
Krallığı’nın egemenliği altına girmiştir. Kentin asıl gelişmesi de bu dönemde,
M.Ö. 2. yüzyılda Helenistik devirde gerçekleşmiştir. Yoğun bir şehirleşme
etkinliğinin gözlendiği bu dönemde stoa, tiyatro ve bouleuterion gibi anıtsal
kamu binaları yapılmıştır.M.Ö.133’te diğer kentler gibi kabul ettiği Roma
hâkimiyetinde, kent önemini korumaya devam etmiş, eski yapıların yeniden
düzenlenmesinin yanı sıra hamam-gymnasium gibi kamu yapıları ve Roma
İmparatorluk geleneğinde zengin evleri de yapılmaya başlanmıştır. Bizans
devrinde ise Metropolis bir piskoposluk merkezi olmuştur. Kentin doğusundaki
Araplıtepe mevkiinde Erken Hristiyanlık dönemine ait 40x20 metre boyutlarında,
apsisli ve 3 nefli bir kilise bulunmuştur. Bu dönemde savaşlar ve ekonomik
nedenlerden dolayı küçülmeye başlayan kente bir Bizans kalesi inşa edilmiştir.
Laskarisler (13. yüzyıl) dönemine ait kalenin sur duvarları Helenistik stoa ve
bouleuterion yapılarına zarar verecek şekilde, devşirme malzeme ile
yapılmıştır.
14.yüzyılın başlarında Aydınoğulları
Beyliği’nin egemenliğine giren kent, Osmanlı devrinde, Evliya Çelebi’nin
yazdığına göre “Kızılhisar” adıyla bir kaza durumuna gelmiştir[3].
Tepe ve onun
yamaçlarından ibaret olduğu anlaşılan Metropolis yerleşiminin, Pergamon,
Aigai, Assos ve Termessos gibi topografyaya bağlı şehircilik gösteren, teraslar
halinde yapılanmış kent planına sahip olduğu kabul edilmektedir. Metropolis,
19. yüzyılda İzmir-Aydın demiryolunun inşası ile Torbalı adıyla bugünkü yerine
taşınmıştır.Metropolis’de Torbalı Belediyesi'nin desteğinde ve R. Meriç
başkanlığında gerçekleştirilen ilk kazılar (1989-1991), sınırlı bölgelerde
yapılabilmekle birlikte, olumlu sonuçları müjdelemiştir.
[1]http://www.izmir.bel.tr/StandartPages.asp?menuID=349&MenuName=metropolis%20 Erişim Tarihi:14.12.2017
[3]http://www.izmirkulturturizm.gov.tr/TR,77425/metropolis-torbali.html Erişim Tarihi:14.12.2017
Ancak Philip Morris-Sabancı
sponsorluğunda onbir yıl süren kazılarla (1992-2003), daha geniş alanları daha
sistematik bir biçimde araştırma olanağı bulunmuştur[4].
Metropolis
Antik Kenti Kazıları
Metropolis Antik Kenti,İzmir Torbalı
ilçesine bağlı Yeniköy ve Özbey köyleri arasındaki tepe üzerinde yer
almaktadır.Kentteki en erken buluntular Geç Geometrik Döneme aittir.Buna karşın
anıtsak yapıları,terasları,ve caddeleri ile planlı bir yerleşim yeri olarak M.Ö
3.yy'da kurulmuş olduğu kabul edilmektedir.1989 yılında başlayan Metropolis
kenti kazıları, hızlı bir şekilde devam etmektedir. Bölgede süren çalışmalar
dahilinde, Metropolis kenti içinde yer alan tiyatro, teras evler, akropol,
stoa, hamam-gymnasium, latrina, bouleuterion, ticarethane ve kale kazı
çalışmaları yapılmaktadır[5].
Akropol:Yapılan kazılarda, en eski
yerleşim izlerine akropolde rastlanmıştır. Akropolün duvarları, kentin
geliştiği yüzyıldan da önce M.Ö. 3. yüzyılda inşa edilmiştir. Burada, İlk Tunç
Çağı ve M.Ö. 2000’e ait bazı çanak çömlek parçaları, taş baltalar ve Hitit
devrine ait bir mühür ele geçmiştir. Akropol kazılarında Arkaik döneme ait
mimari ve çanak çömlek buluntularına rastlanmasına rağmen Klasik döneme ait
hiçbir buluntu saptanamamıştır. Araştırmalarda
ele geçen buluntular ise kentin Helenistik dönem sonrasında önemli bir konuma
gelmiş olduğunu işaret etmektedir. Ayrıca kazı çalışmaları sonucunda, kentin
önemli yapı kompleksleri ve bunları birbirine bağlayan iki ana aks
belirlenmiştir. Kent merkezi ile şehrin diğer bölgelerini birleştiren, birisi
Akropol’den kent merkezine inen merdivenli ve drenajlı cadde, diğeri ise
tiyatroya bağlantıyı sağlayan cadde olmak üzere iki ana aks tespit edilmiştir.
Kent merkezinde, şimdiye kadar tepeden aşağıya doğru birbirine paralel sokak ve
6 yapı terası ortaya çıkarılmıştır[6].
Tiyatro:Anadolu’da taştan yapılmış
tiyatroların en erken örneklerinden (M.Ö. 2. yüzyıl) biri olan Metropolis
Tiyatrosu kentin güneydoğusunda, bir yamaç üzerindedir. Yaklaşık 3 bin 600
seyirci kapasitesine sahiptir. Büyük çoğunluğu Geç Hellenistik devre ait
tiyatronun, sahne binasında Roma devri etkileri de görülmektedir. Tiyatronun
alt bölümü erozyon nedeniyle, yoğun bir toprak örtüsü altında kaldığından, iyi
korunmuş durumdadır. Bizans döneminde ise, tiyatronun üzerine çiftlik yapıları
ve konutlar inşa edilmiştir.2000-2001 kazı sezonunda, Metropolis Tiyatrosu’nda
T.C. Kültür Bakanlığı ve Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından “Metropolis
Tiyatro Restorasyon, Konservasyon ve Çevre Düzenleme Projesi” yürütülmüştür.
Tiyatronun restorasyon ve konservasyon çalışmaları Y. Mimar Ali Kazım Öz
idaresindeki bir ekip tarafından gerçekleştirilmiştir. Tiyatronun alt bölümünde
yürütülen bu proje ile 900 kişilik seyirci kapasitesine ulaşılmıştır. Tiyatro,
restorasyon çalışmalarının ardından 7 Eylül 2001’de, Cem Mansur yönetimindeki
Akbank Oda Orkestrası’nın verdiği klasik müzik konseri ile sanatseverlerin
hizmetine açılmıştır[7].
Stoa:Antik Yunanistan mimarisinde bir
sokak ya da agoranın yanında yer alan,üstü kapalı,sütunlu galerilere verilen
isme denir.Yönetim ve ticaret merkezi olarak kullanılmakta olup halka açık
yerlerdir[8].
Yağmur ve güneşten korunmak amacıyla
yapılan stoalar, dinsel törenlerde, siyasi ve felsefi toplantılarda, ticari ve
kültürel etkinliklerde kullanılıyordu. Stoada 1990 yılında bulunan bir sütun
tamburu üzerinde ‘Demetrios oğlu Kharesios bu sütunu halkı için dikti.’ ibaresi
yer almaktadır. Bu aynı zamanda ele geçen ilk sponsorluk metnidir.
[4]Binnur Gürler, Metropolis Hellenistik Seramiği, Ege
Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Tezi 1994; Akın Ersoy, Metropolis Stoası,
Ege Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Tezi 1998
[5]http://www.kenthaber.com/Arsiv/AntikSehirler/IZMIR/Torbali/AntikSehir_211.aspx Erişim Tarihi:14.12.2017
[7]Aybek
Serdar,Metropolis(İnoia),Hellenistik ve Roma Devri Heykeltraşlık
Eserleri,Ankara Üniversitesi Doktora Tezi Ankara 2004
Latrina: Roma hamamlarının tipik özelliklerini yansıtan hamam sıcaklık (calderiım), ılıklık (tipidarium) ve soğukluktan (frigidarium) meydana gelmiştir. Hamam döşeme altındaki, bir metre yüksekliğinde olan ısıtma sistemi (hypocaust) ve duvarların içerisine yerleştirilmiş içleri boş tuğlalarla (tabuli) ısıtılmıştır. Roma döneminde gymnasiumlar, kubbeli ve tonozlu hamam yapılarıyla birleşerek, hamamgymnasium yapı kompleksini meydana getirirler.Hamam-gymnasium yapı kompleksinin güneydoğu köşesinde, 2001 kazı sezonunda latrina (umumi tuvalet) yapısı saptanmıştır[9].
Meclis Binası: Bouleuterion (meclis
binası), şehir yaşamı ile ilgili önemli kararları veren kent meclisinin
toplandığı yapı anlamına gelmektedir. Dairesel oturma sıralarının ortasındaki
yarım daire alanda sunaklar bulunmuştur.
Hamam: Hamam kompleksinin alt terasında
bulunan yapı, ortada sütunlarla çevrili bir avlu (atrium) ve çevresindeki
odalardan oluşur. Bazı odalarda bulunan renkli duvar freskleri ve ağırlık ölçü
taşları nedeniyle, yapının konut işlevinin yanı sıra ticarethane olarak
kullanıldığı da düşünülmektedir. Buradaki kale Helenistik çağda yapılmış,
Bizans döneminde Arap akınlarına karşı önlem olarak daha güçlendirilmiş ve
genişletilmiştir.[10].
Mozaikler: Tiyatronun doğu kenarına
bitişik, Ephesos’taki Yamaç Evleri’ni anımsatan, teraslar halinde inşa edildiği
anlaşılan Roma devrine ait mekânlar bulunmuştur. Bu mekânlardan duvarları
fresklerle süslenmiş büyük bir salonda, renkli taşlarla yapılmış mozaik taban
döşemesi yer almaktadır. Mozaik panoları üzerinde, başta tiyatro ve eğlence
tanrısı Dionysos ile karısı Ariadne olmak üzere ilgili mitolojik karakterler,
betimlemeler, komedya ve tragedya maskları görülmektedir.Metropolis
tiyatrosunun doğusunda konut kalıntıları arasında 7.00x8.25 m.Ölçülerindeki
mekandır.Resepsiyon Salonu olarak adlandırılmaktadır.Tabanı oldukça iyi bir
işçilik gösteren renkli mozaiklerle ve duvar resimleri ile bezenmiş mekan Roma
Dönemine tarihlenmektedir[11].
Sonuç
Metropolis
İzmir'in Torbalı İlçesine bağlı Yeniköy ve Özbey mahalleleri arasında bulunan
antik bir kenttir.Metropolis isminin kentte bulunan Ana Tanrıça inancından
geldiği bilinmektedir.İzmir'de bulunmam
nedeniyle kazı alanını ziyaret etme fırsatı elde ettim.Bağlı olduğu ilçeye çok
da uzak olmayan bir tepe üzerine kurulu Metropolis tanınmayı ve daha çok insana
ulaşmayı hedefleyen bir kenttir.Metropolis'e ilk adım attığınızda karşınıza
çıkan Ören Yeri Projesi'dir.Kısacası Ören yeri Metropolis'e gelen misafirleri
karşılama ve Metropolis'te kazı alanına geçiş bölümüdür.Buradan belirli bir
ücret ödemek koşuluyla kazı alanına geçerek Metropolis'i keşfetmeye
başlayabilirsiniz.Kazı çalışmalarının devam ettiği bu kentte ise yeni kazı
alanlarının bulunmasından dolayı pek çok özel mülk kamu arazisine çevrilmiştir.
Yapılan kazılar sonucunda ise yeni yerler,yeni eserler gün yüzüne çıkarılmakta
ve önemli müzelerde sergilenmektedir.Ayrıca Metropolis yurt dışı
dergilerine,gazetelerine,haberlerine konu olmuş dikkatleri üzerine çekmeyi
başarmıştır.Peki böylesine önemli bir kenti biz ne kadar iyi tanıyoruz,ne kadar
merak ediyoruz?Amacım biraz da olsa herkes tarafından duyulmayan,bilinmeyen
gizli kalmış gizemli ve geçmişi çok eskiye dayanan antik şehir hakkında bir
nebze de olsa bilgi sahibi olmak, merak
duygusu geliştirmek,görme isteği oluşturmaktır.Metropolis'te isteyen herkesin
katılabileceği organizasyonlar konserler,etkinlikler,düzenlenmektedir.Bu
yönüyle Metropolis hala yaşayan bir kent olmayı başarmıştır.Metropolis bugüne
kadar yaklaşık 11 bine yakın küçük esere ev sahipliği yapmış Helenistlik
ve Roma Dönemine ait izleri,eserleri bizlerle buluşturmuştur.Metropolis için
yerin altından adeta bir devrin ve köklü bir tarihin çıkarıldığını da
söyleyebiliriz.Bakalım ileri de
[10]http://www.kulturvarliklari.gov.tr/Eklenti/4652,33kazi2.pdf?0 Erişim Tarihi:14.12.2017
[11]http://kutaksam.karabuk.edu.tr/index.php/ilk/article/view/594
Erişim
Tarihi:14.12.2017
Metropolis bizleri daha ne kadar çok şaşırtacak ve kendine hayran bırakmaya devam edecektir.
Metropolis bizleri daha ne kadar çok şaşırtacak ve kendine hayran bırakmaya devam edecektir.
KAYNAKÇA
GÜRLER Binnur, Metropolis Hellenistik
Seramiği, Ege Üniversitesi Yayımlanmamış DoktoraTezi İzmir 1994;ERSOY
Akın,Metropoli Stoa’sı,Ege Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora Tezi,İzmir 1998
AYBEK
Serdar,Metropolis(İnoia),Hellenistik ve Roma Devri Heykeltraşlık
Eserleri,Ankara Üniversitesi Doktora Tezi ,Ankara 2004
ERSOY Akın,Metropoli Stoa’sı,Ege
Üniversitesi Yayımlanmamış Doktora
Tezi,İzmir 1998
Yorumlar
Yorum Gönder