Dumlupınar da Atatürk ordu karargÂh evi
Naciye Gündoğdu
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği İkinci Sınıf Lisans Öğrencisi

GİRİŞ
Dumlupınar, bu ismi zikredince bilmeyenler için akla Dumlupınar Üniversitesi akla geliyor, ilçe deyince ise şaşkın bir şekilde tepki veriyorlar. Aslında bu doğal bir şey ben bile araştırma yaparken Dumlupınar hakkında bilgi bulmakta zorlandım. Bunun suçlusu aslına bakılırsa tarihi öğretenlerde. Oysaki kurtuluş savaşının son aşaması yani Başkumandanlık Meydan Muharabesi’nin olduğu bu toprakları toplumun bilmemesi ya da öğrenmemesi ne büyük bir acıdır.
Kütahya- Uşak- İzmir karayolu üzerinde bulunan Kütahya ilçesi. Dumlupınar'ın adı, bugünkü merkez camii bitişiğinde olan bir pınarın suyunun soğuk olması nedeniyle, eskiden beri halk arasında "Dondu pınar" olarak söylenen sözün zamanla değişerek "Dumlupınar" adını almasından kaynaklandığı söylenir. Kurtuluş savaşının en büyük zaferine ev sahipliği yapan bu ilçe, sık sık düşman işgaline uğramış ve büyük yıkımlar yaşamıştır. Türkiye cumhuriyeti Devleti'nin kurulmasına temel olan ve sonucu tüm dünyada yankılar uyandıran bu büyük zafer Dumlupınar adını ölümsüzleştirmiş, dünya tarihine taşımıştır. 30 ağustos 1922'de 61.tümen tarafından kurtarılan Dumlupınar'da Mustafa kemal aynı gece konakladığı ve daha sonra Karargâh olarak kullandığı ev, anıt ev olarak restore ettirilmiştir. Ayrıca Dumlupınar'da şehit olan 137.000 askerimiz anısına 1992 yılında şehitlik yaptırılmış ve ilçe anıtlarla donatılmıştır.[1]
ZAFERİN YOLUNU DUMLUPINAR AÇTI
Büyük Taarruz’un dördüncü günündeki hedef, Yunan ordusunun içinde bulunduğu kapanı daraltarak çekilme yollarını kesmekti. Bu noktada Dumlupınar’ın önemi çok fazlaydı. Zira düşman birlikleri Dumlupınar’a doğru çekiliyorlardı. Bu yüzden 1. Ordu tüm gücüyle Dumlupınar’a taarruza başlamıştı. Yunan 12. Tümeni ise Dumlupınar yolunu açık tutabilmek için orada bulunan 5. Kafkas Tümeni'nde saldırıyor, diğer birlikleri de Dumlupınar-Altıntaş şosesini elde tutabilmek için yolun güneyinde kalan sırtları savunmaya çalışıyorlardı. Ancak Yunanlıların bu harekâtı da amacına ulaşamadı. Dumlupınar-Altıntaş şosesini elde tutmak amacıyla iki ordu birlikleri arasındaki savaş, hava karardıktan sonra da devam edecekti
DUMLUPINAR-ALTINTAŞ YOLU
Batıya doğru yürüme olanağı kalmayan Yunan 5. Tümeni çareyi savunma pozisyonuna geçmekte ararken Resul Baba çevresindeki keşif kolumuz da daha önce burada bulunan iki düşman tümeninden hiçbir eser kalmadığını rapor ediyordu. Mudamtepe’ye doğru yürüyen 5. Kafkas Tümeni de Yunanlılara rastlamamıştı. Dumlupınar yolunun elde tutulması hayati öneme sahip olduğundan 4. Kolordu Kumandanlığı’ndan akşamüzeri gelen bir emirde gece dahi olsa taarruza devam edilerek yolun elde tutulması emrediliyordu. 1. Kolordu Kumandanlığı 23. Tümen’e de emir vererek hareketlerini hızlandırmalarını ve bir an önce şoseyi kesmelerini istemişti. Yolun kontrolü farklı kesimlerde el değiştiriyor, bu arada hâkimiyet için gece çatışmaları hızlanıyordu. Akşam 20.30’da 11 ve 12. tümen komutanları



bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptılar. Aldıkları karara göre yapılacak bir gece baskınıyla yolun tamamı ele geçirilecekti.[1]
Başkomutan Mustafa Kemal’in 30 Ağustos Zaferi’nin ardından ordu karargâhının Dumlupınar’a taşınmasından sonra kaldığı evdir. Atatürk, bu evin çatısına kurulan çadırda kalmıştır. Büyük taarruzla ilgili olarak  Afyon-Dumlupınar Meydan Savaşı ve onun son aşaması olan bu 30 Ağustos Savaşı, Türk tarihinin en önemli dönüm noktasını oluşturur. Gazi Mustafa Kemal Paşa, “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri !” emrini 1 Eylül 1922 tarihinde Dumlupınar’ da vermiştir. İki katlı kâgir olarak inşa edilen evin çatısı topraktır. Eve giriş iki kanatlı ahşap kapı ile sağlanmaktadır. Yapının tüm cephelerinde dağınık bir şekilde yerleştirilmiş kare pencereler bulunmaktadır. Sergi salonunda; Mustafa Kemal’in silâh arkadaşlarının fotoğrafları, 1. Meclis’te görev yapan Kütahya mebuslarının fotoğrafları, Kurtuluş Savaşı sırasında çekilen telgrafların örnekleri, Şehit Sancaktar Anıtı temel atma töreni için gelen Atatürk ve arkadaşlarının fotoğrafları bu bölgede söylenen önemli sözler yer almaktadır.[2]
Halide Edip Adıvar, Türkün Ateşle İmtihanı adlı eserinde Kurtuluş Savaşı sırasında Dumlupınar da Mustafa Kemal Atatürk ve Nurettin Bey ile birlikte kaldıkları zamanı şöyle anlatır: Mustafa Kemal Paşa, Bana ayrılan odayı size veriyorum . Ben çadırda yatacağım … Dedi, sonra Nurettin Paşaya dönerek Kızılcadere‘yi gösterin ona … Diye ekledi . 1929 yılında Yüzbaşı Salahattin tarafından yağlı boya tablosu yapılan ve romanda da bahsi gecen bu ev Kurtuluş Savaşımız sırasında Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ‘in kaldığı, Karargah olarak da kullandığı bu ev aslına uygun olarak yeniden yapılmış ve Atatürk Karargah Evi Olarak 30 Ağustos 2003 te ziyarete açılmıştır.[3]
SONUÇ
Atatürk bu evde bir gün konakladığını Halide Edip Adıvar‘ın Türk ün Ateşle İmtihanı adlı romanında öğreniyoruz. Bu önemli bilgiyi romanda öğrenmek yerine tarihçilerden öğrenmek daha uygundur. Bunun sorumsuzluğunu tarihçilere fazla atmamak gerek biraz da halkın ya da Dumlupınar ilçesindeki görevlilerde çünkü bu tarihsel bilgiyi torunlarına fazla anlatmayan ya da torunları dedelerinden ­­veya ninelerinden öğrenme isteğinde bulunmamalarıdır.
YARARLANILAN KAYNAKLAR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar