DİNİ
AÇIDAN GÖBEKLİ TEPE
Mehmet KÜREK
MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM
FAKÜLTESİ SOSYAL BİLGİLER EĞİTİMİ 2.SINIF LİSANS ÖĞRENCİSİ
GİRİŞ
Dünyanın bilinen en eski tapınağı
Türkiye'de Şanlıurfa’nın 12 km. Kuzeydoğusunda yer alan Göbekli Tepe’de
bulunuyor. Tepe ilk kez 1963 yılında İstanbul Üniversitesi ve Chicago
Üniversitesi görevlilerinin yüzey araştırmaları sırasında fark edildi. Bu
görenek kesinlikle bir tesadüften ibaret değil; aksine çok eski bir geleneğe
sahip. Alman Arkeoloji Enstitüsü Klaus Schmidt sayesinde bulunan ibadet yeri
Schmidt'e göre insanlığın en eski ibadet yeri ve bu kalıntıdan dolayı tarih öncesi
ve yakın tarih öncesi dönemin önemli bir kısmı yeniden yazılması gerekir[1].
DİNİ
AÇIDAN GÖBEKLİ TEPE
Bu yer Schmidt tarafından 1963 te
potansiyel keşif yeri olarak tespit edildikten sonra yeniden keşfedildi.
Schmidt Göbekli Tepede Alman Arkeoloji
Enstitüsü için 1995 ten beri sonuçları sansasyonel olan 9 kazıda bulundu.
Schmidt´in C. W. Ceramin Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler adlı arkeolojinin en
anlamlı kitaplarından biri sayılan kitabına dayanarak yazdığı kazı raporu yayımlanacak.
Alman Arkeoloji Enstütüsü'nün Ön Asya temsilcisi Schmidt’in Kitabı sansasyonel
keşfin ilk resimlerini ilk defa kamuoyuna sunuluyor[2].
Elde sadece çıkarılan kalıntıların
belgelenmesinden başka hiç bir çare bulunmamaktadır. En zor olanı ise şu ana
kadarki ortaya çıkarılan bölümün yani D bölümünün Smidt bu bölümü taş deri
hayvanat bahçesi olarak adlandırmış koruma altına alınması. Monolitler üzerindeki
relieflerde ceylan, eşek, yılan, örümcek, ve tilki kafası şekilleri
bulunmaktadır. C bölümünde ise üç boyutlu yaban domuzu ve dişlerini gösteren
yırtıcı hayvan heykelleri bulunmuştur. Açıkça ki yabanı hayvanlar bu yapıyı
yapanların hayatında büyük rol oynamaktaydılar. Bu bulgular eşiğinde ortaya
çıkıyor ki Göbekli Tepe Avcıların, yiyecek toplayıcıların ve yerleşik
yaşayanların çakışma noktasındadır. Buna kanıt olarak ta o dönemde halen yabani
olan ve sonradan tahıla dönüştürülen bitkilerin varlığıdır. Yapının büyüklüğünden
o dönemdeki insanların organize bir topluluk oluşturdukları kesinleşiyor. Yani
taş ocaksız veya duvarcısız bu yapıyı yapmanın imkanı bulunmamaktadır. Eğer
işçiler varsa bu işçileri besleyecek başka görevlerle iştigal eden başka
insanlarında olması gerekir. Bunlardan dolayı denilebilir ki Göbekli Tepe'de iş
bölümü sağlanmış dünyanın ilk organize insan topluluğu yaşamış durumdadır. Ama
her şeye rağmen ibadet yerinin detayları ve sonu tarih öncesi dönemin sisli
havasında kalacaktır. Kesin olan bir şey varsa o da buranın İsa'dan önce 8.
binyıl da terkedildiğidir. Bu dönemde Mezopotamya'da avcılık ve toplayıcılık
yerini tarım ve hayvancılığa bırakmış durumdadır. Göbekli Tepe'nin zengin olmayan toprakları ise tarıma elverişli
olmadığından burasının anlamını yitirdiği tahmin ediliyor[3].
İnsanların
burada şölen düzenlediklerini ve önemli miktarda alkol tükettiklerini
biliyoruz: Çok fazla av artığı ve içlerinde içecek kalıntıları bulunan büyük
kaplar bulundu. Göçmenlerin bir araya gelmek için böyle bir yeri inşa etmeleri,
toplumsal organizasyon düzeyleri konusunda çok şey söylüyor. Arkeologlar
işbölümünden, işbirliğinden ve böyle devasa bir yapıyı yapabilmek için gerekli
eşgüdümden söz ediyorlar. Etnografik incelemeler, topluluk projelerinin ve
şölenlerin grubun bağlılığı için önemli etmenler olduğunu göstermektedir.
Özellikle, avcı-toplayıcı küçük gruplar bilgi, mal değişimi ve evlilik için, eş
bulmak için düzenli karşılaşmalara bağlıdırlar” diyor arkeolog. Anıtsal mimari
ve taşlardaki
resimler, bu yerin
topluluğun belleğine de adanmış olduğunun göstergeleridir. Değişik av
alanlarında dolaşan kabilelerin karşılaşma noktası, şölen yeri, “12.000 yıllık
tapınak” olan Göbeklitepe insan uygarlıklarının şafağında eşsiz bir
tanıklıktır. İnsan eliyle yapılmış işaretlerin neolitik dönemin kafatasları
parçalarında bulunması daha ciddi bir sava yol açtı: Sit alanında “kafatası
tapınması”nın varlığı Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Julia Gresky, Juliane
Haelm ve Lee Clare, “Sciences Advances” dergisinde yayımladıkları bir
incelemede sitte bulunan kafataslarını incelediler. Kafataslarında yarıklar,
toprakboyası izleri ve kafatasının bir iple asıldığını düşündüren bir delik
bulurlar. Bunun anlamı da insanlar tarafından bilerek taşlarla kafataslarında
yapılan değişikliklerdir[1].
SONUÇ
Genel anlamda bakacak
olursak Göbeklitepe’nin birçok din açısından büyük bir önemi olduğu ve birçok
din tarafından saygı ve sevgi ile bakıldığını anlamaktayız. Gerekse yerli halk
tarafından gerekse yabancı ülkelerden gelmekte olan turist insanlar tarafından
gezilip görülmek istenen yerler arasında yerini almıştır. Şanlıurfa belediyesi
son yıllarda oranın yatırımına ağırlık vererek o bölgenin gelişmesi için çaba
sarf ettiğini söylemek gerekir. Son olarak tüm yerli ve yabancı insanların
gidip görmesi gereken bir yer olduğu için herkesi orada görmek isteriz.
KAYNAKÇA
http://sendika62.org/2017/08/gobeklitepe-tum-kuramlari-besleyen-gizemli-tapinak-jean-paul-fritz/ Erişim Tarihi:14.12.2017
EKLER
[1] http://sendika62.org/2017/08/gobeklitepe-tum-kuramlari-besleyen-gizemli-tapinak-jean-paul-fritz/
Yorumlar
Yorum Gönder