DEMİRCİ MEDRESELERİ
Dilan KÜÇÜK
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Ve Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Lisans Programı 2. Sınıf Öğrencisi
GİRİŞ
Demirci; Ege Bölgesi’nin İç Batı Anadolu Bölümünde yer alır. Ege Bölgesi’ndeki Manisa ilinin bir ilçesidir. İl merkezinin uzak ilçelerinden birisi olan Demirci, Doğu ve Kuzeydoğusunda Kütahya, Kuzeyinde Balıkesir ili ile sınır teşkil eder. Güneyinde yine Manisa’nın ilçeleri olan Selendi-Kula, batısında Gördes ve Köprübaşı ilçeleri ile çevrili bir konuma sahiptir[1].
Tarih boyunca Hititlerin, Friglerin, Lidyalıların, Perslerin, Makedonyalı İskender’in, Bergama Krallığının, Roma ve Bizanslıların egemenlik kurdukları Demirci’de çok zengin bir tarih yatmaktadır. Demirci ve çevresi Anadolu Beylikleri döneminde Türk egemenliği altına girmiştir. Demirci, XV. Yüzyılın ilk çeyreğinde Osmanlı topraklarına katılmıştır[2].
Demirci geçmişinde eğitim ve kültürün önemli bir yeri vardır. Çünkü yol güzergâhı üzerinde kurulmuştur. Kentin İstanbul, Kütahya ve Manisa gibi önemli merkezler ile doğrudan bağlantısının olması bunda belirleyici olmuştur[3].
İslam eğitim tarihi içinde müstesna bir yeri bulunan Osmanlı Medreseleri, orta ve yüksek tahsili gerçekleştiren müesseselerdi. Medrese memleketin ihtiyaç duyduğu kültürü veren ve elemanları yetiştiren bir eğitim öğretim kuruluşudur[4].
DEMİRCİ MEDRESELERİ
Ağa Camii Medresesi: Müşahitlere göre, Ağa Camiinin bitişiğindeki boş arsanın olduğu yerde idi. Yangınlar neticesinde yok olmuştur. Gökmene göre kurucusu Şehit zade Esad Ağadır. Boyacıoğulları-Alakese’nin eserinde medrese ile ilgili şu bilgiler verilmektedir[5].
“Şehitoğullarından Hacı Mehmed Ağa tarafından yaptırılan caminin yanındaydı. Baş müderrisi Reis’ül ülema Recep Şuuri Efendi idi. Bir ismi de meşhur Kel Recep Hocadır. Ayrıca Serdar oğlu Mustafa Efendi hoca da bu medresede müderrislik yapmıştır.”
Hacı Hasan Medresesi: Müşahitlere göre, Hacı Hasan camiinin karşısında idi. Yangınlar neticesinde yok olmuştur. Boyacıoğulları-Alakese’nin eserinde medrese ile ilgili şu bilgiler verilmektedir[6].
“Hayırsever halk tarafından yaptırılmıştır. Camiinin havuzunun üst kısmında tahminen halen Fahri Kahramanın mağazası ve Halk Bankasının bulunduğu civardaydı. Müderrisi Marmaracık köyünen Himmet Hocaydı. Vefatıyla yerine oğlu Mehmet Nurullah Efendi geçmiş olup aynı şekilde o da rüştiyeye derse girerdi.”
Hacı Hüseyin Ağa Medresesi: Müşahitlere göre, camiinin güneybatısında bugün boş bir arazi olan yerde idi. Yangınlar neticesinde yok olmuştur. Boyacıoğulları-Alakesenin eserinde medrese ile ilgili şu bilgiler verilmektedir[7].



[2] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011, s. 100.
[3] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011. s. 100.
[4] www.enfal.de\otarih35.htm. Erişim Tarihi:18.12.2017
[5] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011. s. 102.
[6] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011. s. 108.
[7] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011. s. 109.
“Hacı Halil oğlu Hacı Hafız Medresesi; Hüseyin Ağa Camii karşısındadır. Halk tarafından yaptırılmış olup müderrisi Kulalarlı Arif Efendidir.”
Kuloğlu Medresesi: Müşahitlere göre, Hacı Türbek mahallesinde, Kuloğlu camiinin tam karşısında Menderes bulvarı (eski Selendi caddesi) ile Sıtma pınarı caddesinin kesiştiği köşede idi. Boyacıoğulları-Alakese’nin eserinde medrese ile ilgili şu bilgiler verilmektedir[8].
“Kuloğlu medresesi: Kuloğlu camiinin kuzeyinde halk tarafından yaptırılmış olup ilk müderrisi Boyacı zade Mehmet Efendi(doğumu1257-ölümü1317)olup yine kardeşi Hüseyin Efendi hoca da burada müderrislik yapmış ve vazifesi medreselerin kaldırılmasına kadar devam etmiştir.”
Kıran Medresesi: Müşahitlere göre, Kel Mehmet zade ailesi tarafından yaptırılmış olup, Kıran camii avlusundaki kütüphane ile cami arasında dershanesi ve L şeklinde odaları vardı. Medrese ve müştemilatı 1950 yangını ile yok olmuştur. Gökmene göre kurucusu Mahmut Çelebizade İsmail Ağadır. Boyacıoğulları-Alakese’nin eserinde medrese ile ilgili şu bilgiler verilmektedir[9].
“Şeyhi İlahi(Kıran) Camii avlusu ve civarında Kel Mehmetler tarafından yaptırılmış bir medresedir. Müderrisleri şunlardır: Müderris Ali Efendi, Ali Efendi’nin vefatından sonra damadı Halil Efendi ve oğlu Rıfat Efendi ile Borlu’lu Ama Yörük Mustafa Efendi baş müderrislik yapmışlardır. Camiinin kıble tarafının sağında ve avlu dâhilinde Mahmut Çelebi zade İsmail Ağa tarafından yaptırılan kâgir kubbeli kütüphane vardır…”
SONUÇ
Demirci birçok medeniyete ev sahipliği yapması, yol güzergâhı üzerinde olması sebebiyle geçmişte ve şuan da eğitim ve kültürün önemli bir yeri vardır. Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri süresince medreseler sadece din ve eğitim kurumları olarak değil sosyal hayatı düzenleyen ve kültürel etkileşime katkı sağlayan kurumlar olmuştur. Demirci medreselerinin cami, türbe gibi dini mekânlara yakınlığı da dikkatimizi çekmektedir. Çoğu medrese yangınlar neticesinde yok olmuştur.
 Günümüzde de eğitime verilen önemin çok eskiye dayandığını ilçede bulunan geçmişten günümüze eğitim öğretim veren Eğitim Fakültesinde de görebiliriz.
KAYNAKÇA
OĞUZ, İsmail, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011.
www.demirci-bld.gov.tr\coğrafikonumu.aspx.  Erişim Tarihi: 18.12.2017
www.enfal.de\otarih35.htm  Erişim Tarihi: 18.12.2017


[8] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011. s. 112.
[9] İsmail Oğuz, “Yeni ve Yakın Çağlarda Demircideki Cami-Mescit ve Medreseler, 1.Demirci Araştırmaları Bilgi Şöleni, İstanbul: Lisans Yayıncılık, 2011. s. 117.   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar