AZİZ SANCAR’IN HAYATI
Hatice SEÇİLMİŞ
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Sosyal Bilimler ve Türkçe Eğitimi Bölümü
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Lisans Öğrencisi

GİRİŞ
Mardin ilinin Savur ilçesi tarihi bir dokuya sahip, Mardin`e benzeyen şirin bir ilçedir. Dağ yamacına kurulu hükümran konumu ve binalardaki taş işçiliğinin mükemmelliğiyle dikkat çeker. Mezopotamya`ya hakim olan kavimler burayı da etkilemişlerdir. İlçenin tarihi Etiler`e kadar uzanmaktadır. Roma ve Bizans İmparatorluğu hakimiyetinin, Sasani ve Melikşah dönemlerini yaşamış olan ilçemiz il merkezine 47 km. uzaklıktadır. Savur ilçesinin merkezi, Kalesi, Kaya evleri, Eski Ulu Camii, Romaniye ve Mor Yuhanın (Dereiçi Köyü) Kiliseleri, Türbeler ve Başkavak Köprüsü ile adeda usta bir el tarafından işlenmiş tarihi bir site görünümündedir[1].
2000 yılı Genel Nüfus Sayımına göre ilçenin nüfusu 11.240`tır. İlçeye bağlı kasaba belediyeleri ve köylerin nüfusu 29.866`dır. Mevcut nüfusun %27`si şehir merkezinde geriye kalan %73`ü ise kırsal kesimde yaşamaktadır[2].
Kayakçılık, tahıl ekimi, bağcılık, sebzecilik önemli gelir kaynaklarıdır. Yer Fıstığı ve kiraz yetiştiriciliği gelecek vadetmektedir. Yörenin tek Şarap Fabrikası atıl durumdadır. Savur, dünyaca ünlü üzümler diyarıdır[3].

AZİZ SANCAR’IN HAYATI
1946'da Mardin'in Savur ilçesinde, orta gelirli çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini Mardin'de tamamladı. Lise yıllarında futbolla ilgilendi ancak son sınıfta futbolcu olmaktan vazgeçerek yüksek öğrenimine devam etmek üzere İstanbul'a gitti[4].
1963 yılında girdiği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'den 1969 yılında birincilikle mezun oldu. İki yıl Savur'da bir sağlık ocağında hekimlik yaptıktan sonra bir NATO-TÜBİTAK bursu ile önce Johns Hopkins Üniversitesi, ardından Dallas Teksas Üniversitesi'ne gitti. Dallas'ta üniversitenin moleküler biyoloji programına ve Caude Rupert’ın laboratuvarına katıldı. Bu laboratuvarda Sancar, danışmanı Claud Rupert ile fotoliyaz olarak adlandırılan bir geni kolonlamış ve genetik mühendisliği ile bakterilerde çok yüksek oranlarda çoğaltmıştır. Bu genin kodladığı enzim, ultraviyole ışıkları ile haraplanan DNA'nın onarımını yapar. Bu buluş Dr. Sancar’ın önce yüksek lisans, ardından doktora derecesi (1977) almasını sağladı[5].
Sancar, 1977-1982 yılları arasında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çalıştı. Bu dönemde fotoliyaz enzimi çalışmalarına ara verip nükleotid kesim onarımı araştırmaları başladı. DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamladı. 1997 yılından itibaren araştırmalarını Biyokimya ve biyofizik alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Amerika Birleşik Devletleri North Carolina-Chapel Hill'de North Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü'nde Sarah Graham Kenan Profesörü olarak sürdürmektedir[6].
DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdüren Sancar, 415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınladı. Sancar kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştır. 2001 yılında Amerikan Kimya Cemiyeti


tarafından verilen Kuzey Carolina Seçkin Kimyager Ödülü'nü almaya hak kazanan Sancar, 2005 yılında bilim dünyasının en prestijli üyelikleri arasında yer alan ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilerek bu akademiye seçilen ilk Amerikalı Türk oldu. Bu ödülü aldıktan sonra, ABD'de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türk-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla eşiyle birlikte Aziz&Gwen Sancar Vakfı'nı kurarak ABD'nin Kuzey Carolina eyaletinde "Carolina Türk Evi" isimli bir öğrenci misafirhanesi açtı. 2006 yılında Türkiye Bilimler Akademisi’ne asli üye olarak seçildi[7].
Sancar, DNA'nın onarılması ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı Amerikalı Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte 2015 Nobel Kimya Ödülü'ne layık görüldü. Bu üç araştırmacı 30 yıldan uzun süre birbirlerinden bağımsız olarak ve büyük oranda bakteri hücrelerinde çalışmaktadır. Sancar nükleotid kesim onarımı alanında buluşlar yapmış, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ise diğer DNA onarımı mekanizmaları olan bazı kesim onarımı ve yanlış eşleşme onarımını keşfetmişlerdir. Aydınlattıkları temel mekanizmalar daha sonra insanlar dahil olmak üzere kompleks organizmalarda da gösterilmiştir. Örneğin, nükleotid kesim onarımı bozuklukları ile deri kanserleri arasında doğrudan nedensel ilişki bulunmuştur. Sancar’a, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından verilen Nobel Kimya Ödülü Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık'ta düzenlenen törende verildi. Ödül, İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf tarafından takdim edildi. Sancar “beni ödüle götüren Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyetinin yaptığı eğitim devrimidir[8].
Dolayısıyla bu ödülün sahibi Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Anıtkabir Müzesi'dir” diyerek Nobel Ödülü ile madalya ve sertifikasını Anıtkabir'e teslim etmiştir. Ödül, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nde kendisine ayrılan özel alanda sergilenmektedir. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri çifte vatandaşlığa sahiptir. Biyokimya profesörü Gwen Boles Sancar ile evlidir.[9]

Ödülleri ve başarıları[10]
·         (1984)ABD Ulusal Bilim Vakfı Genç Araştırmacı Ödülü (1984)
·         (1990)ABD Foto biyoloji Derneği Ödülü
·         (1995)ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü Ödülü
·         (1997) TÜBİTAK Bilim Ödülü
·         (2004)ABD Fen ve Sosyal Bilimler Akademisi Ödülü
·         (2005)ABD Ulusal Bilimler Akademisi Üyeliği
·         (2006)TÜBA Üyeliği
·         (2007)Vehbi Koç Ödülü

SONUÇ
     Makalemde araştırma yöntemini kullandım. Aziz Sancar kötü hayat koşullarına rağmen çalışma azmi ve hırsıyla büyük başarılara imza atmış ve bilimde sayılı isimler arasına girip Nobel ödülünü almıştır. Bizde kendisinin bu azim ve başarısını kendimize örnek almalıyız. Gelecek kuşaklara ışık tutmalıyız.
Kaynakça:
https://paratic.com/aziz-sancar-kimdir Erişim Tarihi:17.12.2017






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar