ALANYA
KALESİ
NESLİHAN
BALCI
Manisa
Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Ve Sosyal Bilimler Eğitimi
Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Lisans 2. Sınıf Öğrencisi
GİRİŞ
Denizden ve karadan zor ulaşabilirliği nedeniyle tarih
boyunca devamlı yerleşime uğramış olan Alanya Kalesi; Anadolu’yu süsleyen
yüzlerce kaleden bugün ayakta kalabilmiş, en iyi korunmuş olanlarından
birisidir[1].
Alanya
kalesi Antalya’nın Alanya ilçesinde bulunmaktadır. Denizden 250
metreye kadar yükselen yarımada üzerinde bulunur[2]. Alanya Kalesi; Helenistik, Roma,
Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır[3].
Helenistik döneme kadar inmekle birlikte günümüze kalan tarihi dokusu 13. yüzyıl
Selçuklu eseridir. Kale, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu
Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır[4].
ALANYA KALESİ
83 adet kule ve 140 adet de burç
bulunuyor. Kent kurulmaya başladığı ilk yıllarda, bu kalenin içindeymiş ve bu
yüzden halkın ihtiyacını karşılaması için 400 adet civarında da su sarnıcı
yapılmış. Hatta günümüze kadar gelen bu sarnıçlardan bazılarının hala daha
kullanıldığı bilinmektedir[5]. Günümüzde Alanya Kalesi mimari açıdan üç
bölümde incelenmektedir. Bunlar İçkale, Ehmedek (Ortakale) ve Dış kaledir.
Ayrıca denize doğru uzanan Cilvarda Burnu üzerinde de kalıntılar vardır[6].
Yarımadanın zirvesinde açık alan
müzesi olarak değerlendirilen İçkale bulunmaktadır. Sultan Alaaddin Keykubat
sarayını burada yaptırmıştır. Kalede yerleşim günümüzde de sürmektedir[7].
1671
yılında Evliya Çelebi 300 ev bulunan Orta Hisar’da Süleymaniye camisin ve
Akşebe Mescidinin, bir sarnıcın, avlusuz evlerin, Aşağı Kale’de 2 medresenin, 6
çocuk mektebinin,3 hanın, 1 hamamın, 1 çeşmenin ve 150 dükkânın bulunduğunu,
bütün sokakların merdivenli olduğunu, ulaşımın katır ve eşeklerle sağlandığını
belirtir[8].
ALANYA KALESİ EFSANESİ: ADAM ATACAĞI BURCU
Kalenin en üstteki burçlarından
birisinden taş atmayı denediğiniz zaman taşın denize ulaşamadığını görürsünüz.
Sebebinin ise kalenin hemen altında bir mağara olduğu ve bu mağaranın içeri
doğru hava akımı yaratarak atılan taşı içeri çektiği söylenir. Bu burca “ Adam
Atacağı” burcu denilir.
Bir rivayete göre; hayatının
bağışlanmasını isteyen kölelere bir hak verilirmiş. Buna göre köleler
kendilerine verilen bir taşı denize atmayı başarabilirlerse özgür kalırlarmış.
Fakat başaranların sayısı çok azmış. Başaramayan köleleri de buradan aşağı
atarlarmış. Aşağıya atılan kölelerin birçoğu ölmez ve oradaki bir mağaraya
düşerlermiş.
Kale halkının bundan hiç haberi olmamış.
Daha evvelden buraya düşüp de kurtulan diğer köleler, ciddi bir sayıya
ulaştıklarında toplanıp bir araya gelerek dönemin en ciddi isyanlarından birini
çıkartarak kaleyi ele geçirmişler[9].
E. G. BENİTE’nin dediği gibi kale “Gerçek sanat eseri bir medeniyeti sonraki
nesillere anlatan tanıklardır.”
SONUÇ
Alanya kalesi yarımadanın tepesine
kurulmuş gözde bir eserdir. Eteklerine Akdeniz’in dalgaları vurur. Kale gündüz
ayrı akşam ayrı bir güzeldir. Hele ki kalenin akşam görüntüsü muazzamdır. Bu
görüntüyü muazzam kılan yapılan ışıklandırmadır. Yapılan çalışmalar sayesinde
tarihi eserler nasıl sahip çıkıldığının nasıl ilgi odağı haline getirildiğinin
çok güzel kanıtıdır. Alanya’yı ziyarete gelenlerin mutlaka görmesi gereken bir
yerdir. Kale adeta Alanya ile özdeşleşmiştir. Turistik açıdan da büyük ilgi
gören kale her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turistin ilgi odağı olur. Kale
mimari açıdan mükemmel bir yapıya sahiptir.
KAYNAKÇA
https://www.turkcebilgi.com/alanya_kalesi Erişim Tarihi: 15.12.2017
http://alanya.bel.tr/EngelsizP/403/Tarihi-Yerler Erişim Tarihi:
15.12.2017
EKLER
Yorumlar
Yorum Gönder