ADANA
TAŞ KÖPRÜ’NÜN TARİHÇESİ
ZELİHA
SARIBOĞA
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitim Eğitimi Bölümü Sosyal
Bilgiler Öğretmenliği 2. Sınıf Lisans Öğrencisi
GİRİŞ
Sizce hayatımızda köprünün yeri nedir?
Ya da ne olmalıdır? Modern dünyanın vazgeçilmezlerinden olan köprüler ilkel
zamandan bu yana çeşitli şekillerde geçişleri sağlar. Köprü, su, çukur yer,
vadi gibi herhangi bir engel bulunana iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik
akımını başka bir akımı kesmeden üsten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton
veya demirden yapılar olmasının yanın sıra taştan yapılan köprülerde söz
konusudur.[1]
Peki,
üzerinde hala ulaşım yapılan en eski köprünün Türkiye’de bulunduğunu kaçımız
biliyoruz? Oluşan ilk köprüyü insanlar doğada hazır bulmuşlardır. Bir derenin
iki kıyısını birleştiren bir ağaç kütüğü, kayaların meydana getirdiği doğal bir
kemer yahut çukur üzerindeki sarmaşıklardan fark etmişlerdir. Bu köprüleri daha
dayanıklı hale getirerek ilkel köprüleri geliştirmişlerdir. Geçmişte yapılıp
kullanılmayan ya da restore edilip hala kullandığımız köprüler mevcuttur.[2]
ADANA
TAŞ KÖPRÜ’NÜN TARİHÇESİ
Türkiye’de şehir içi ulaşımda araçla
kullandığımız dünyanın en eski köprüsü Adana ilimizdedir. Adana bir yürekse Çukurova onun göğüs
kafesidir. Seyhan- Ceyhan nehirlerinin oluşturduğu ovaya kurulan bu şehir
geçmişten birçok iz taşımaktadır. Seyhan- Ceyhan nehri üzerinde kurulmuş olan
bu köprü Adana şehir merkezinde olup doğu ve batı yakasını birleştiren tarihi
köprü bir Roma dönemi eseridir. Batı ucunda Türkiye’nin en büyük camisi Sabancı
Merkez Camii, doğusunda ise HiltonSA oteli bulunmaktadır. 4.yy’da (385) Roma İmparatoru Hadrianus tarafından
yaptırılan bu köprü yüzyıllarca Avrupa ile Asya arasındaki geçişi sağlayan
önemli bir köprüdür.
Harun Reşit (766- 833) bazı eklerde
Adana Kalesine birleştirmiştir. 6. Yüzyıl başlarında Harun Reşit’in oğlu 7.
Abbasi Halifesi Memun ( 783- 833 ) tarafından onarılmıştır. Osmanlı padişahı
olan 4. Mehmet’in oğlu (84. Hanife) 3.
Ahmet (1713) Kel Hasan Paşa (1789), Adana valisi Ziya Paşa (1789) tarafından da
değişik zamanlarda tamirat görmüştür. Bu üç onarımı yazıtları mevcuttur. Son
onarım 1949 yılında yapılmıştır. Bu köprü 319 metre uzunluğunda 13 metre
yüksekliğindedir.[3]
Orijinali 21 kemerden oluşmuş fakat
Seyhan nehrinin ıslahatı sırasında 7 gözünün toprak altında kalmasıyla 14 gözlü
olarak hizmet vermektedir. Ortadaki büyük kemerde iki aslan kabartması
görülmektedir. Dünya’nın halen kullanılan en eski köprüsü olarak bilinmektedir.
Adana’nın en önemli eserlerinden olan bu köprü halen gece dahi kullanıldığı
için ışıklandırmayla hem süslenilmiş hem de güvenlik açısından kolaylık
sağlamıştır. [4]
Bu köprüye eskiden misis
köprüsü de denilmektedir. Adana’ya 27 km. uzaklıktaki Misis, Ceyhan Nehri (Pyramos) kenarında,
tarihi yol üzerindedir. Misis’in tarihi; üzerinde bulunduğu muhtemelen neolitik
döneme (M.Ö. 6000) tarihlenecek Höyük ile başlar. Misis’i Truva
kahramanlarından Mopsus’un kurmuş olduğu söylenmektedir. Hitit, Asur, Makedonya
ve Selevkosların eline geçmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli bir merkez
olmuştur.
[1] . https://www.mumsema.org/ne-nedir/251262-kopru-nedir-sozluk-anlami.html Erişim tarihi: 17.12.2017
[2] https://www.mumsema.org/ne-nedir/251262-kopru-nedir-sozluk-anlami.html Erişim tarihi: 17.12.2017
[4] http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/adana/gezilecekyer/tas-kopru804491
Erişim tarihi 15.12.2017
Erişim tarihi 17.11.2017
Daha sonra M.S. 8.yy.’dan itibaren
yeniden imar edilmiş ve birçok savaşa sahne olmuştur. 1517’den sonra Osmanlı
Devleti’nin hakimiyetine girmiş olan Misis’te bugün ayakta kalmış olan eserler;
M.S. 4.yy.‘a ait mozaikler, 9 gözlü taşköprü, akropoldeki surlar ve şehir
kalıntıları ile 1542 yılında yaptırılan Havraniye Kervansarayı ve 1648 yılında
yaptırılmış tek kubbeli kübik mescittir. Misis ile Ceyhan arasında bulunan
Sirkeli Höyüğü’nün tarihi de neolitik döneme kadar gider. Höyüğün kenarında bir
kayaya oyulmuş 2 adet taş kabartmanın, Hititlere ait bir yol işareti olduğu
sanılmaktadır.[1]
Romalılar, hâkim
oldukları her yerde ulaşım, yani yol ve köprü konusunu mutlaka çözümlemiş,
sağlam mühendislik-mimarlık ürünleri inşa edilmiştir. Adana’da, Seyhan nehri
üzerindeki muazzam Taşköprü, Roma’nın organizasyon yeteneğini, teknolojiyi
kullanma becerisini ve mühendislik dehasını ortaya koyar. Tarih boyunca aynı
yerde köprüler kurulmuştur. Son köprü 4. yüzyıla tarihlenen Taşköprü’dür ve
olasılıkla Roma’nın askeri ulaşımını sağlamak için yapılmıştır. Bölgedeki
ticareti elde tutan yol ağının da önemli bir parçasıdır. Bu eserin inşası, hem
Roma uygarlığının başarısı, hem de Adana’nın durumunun gerçeğidir. Bu çalışma,
bugünden geriye giderek köprünün tarihini aydınlatmayı ve önemini vurgulamayı
hedeflemektedir. Konu, erken dönemlerden itibaren günümüze ulaşan belgeler esas
alınarak irdelenmektedir. En önemli belge ise var olan köprüdür. Kuşkusuz,
yapının çok farklı açılardan incelenmesi mümkündür. Çalışmada köprü, yapımına
karar verilmesinden itibaren ele alınmakta, mimar kökenli bir mimarlık
tarihçisinin merakıyla, inşa aşamaları, teknik özellikleri ve çok katmanlı
kimliği sorgulanmaktadır. Köprü, inşasını gerçekleştiren teknik adamın adını
bugüne ulaştırmayı başarmıştır: Auxentius, antik dönemde yaşamış, ismine
ulaşılabilen az sayıdaki mimarlardan biridir.[2]
SONUÇ
Çukurova’nın
gözbebeği olan Adana şehrinde Taş Köprü gibi karşılaşabileceğimiz birçok tarihi
yapıt bulunmaktadır. Geçmişten bu güne birçok kültüre ev sahipliği yapan bu
topraklar üzerinde bize tarihimizin tozlu sayfalarını gün yüzüne çıkaracak
eserlere sahibiz ve bu eserlere sahip çıkmalıyız. Efsanelere, türkülere,
şiirlere, destanlara ve hala şarkılara konu alan bu Taş Köprü görmeye değer
tarihi eserlerimizdendir. Adana’ya yolunuz düşerse veya sırf isteyerek tarihi
duygularınıza kapılıp gezmek isterseniz görmeye değer yerlerden olan taştan
yapılmış ve dünyada sadece tek olan bu köprünün üzerinden geçmenizi isterim. Hepinizin
bu muazzam köprüyü görüp Adana’ya varmışken Taş Köprünüm karşısındaki adana kebapçıya
uğramadan gitmenizi istemem. Unutmayalım bu memleket bizim memleketimiz ve her
karış toprağında binlerce insanın emeği vardır bu tarihi biz yaşadık,
değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu yüzdendir ki “Tarih hayal mahsulü olamaz.” der
Atamız.
KAYNAKÇA
ÖNDER
Mehmet, Şehirden Şehire Anadolu, İstanbul: kültür yayınları, 1997
www.eba.gov.tr/sozluk Erişim tarihi 26.11.2017 www.turkcebilgi.com
Erişim tarihi 26.11.2017
http://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/adana/gezilecekyer/tas-kopru804491
Erişim tarihi 26.11.2017
http://dergipark.gov.tr/cusosbil/issue/4381/60111
Erişim tarihi 26.11.2017
www.kulturportali.gov.tr/turkiye/adana/gezilecekyer/misis-koprus Erişim
tarihi 22.12.2017
https://www.kulturportali.gov.tr/arama/Adana+Ta%C5%9F+K%C3%B6pr%C3%BC
Erişim tarihi 26.11.2017
EKLER
ADANA TAŞ KÖPRÜ
|
ADANA 18. yy’dan TAŞ KÖPRÜ
|
ADANA 1935’den TAŞ KÖPRÜ
|
ADANA TAŞ KÖPRÜ
|
ADANA TAŞ KÖPRÜ
|
Yorumlar
Yorum Gönder